Bölüm şarkısı: Cobra Starship- Never Been In Love
Brooklyn'in gözünden
Chloe'yi ilk fark ettiğim zaman spor takımı ve Emma'larla yemek yiyorduk. Arkadaşlarımla sohbet ederken onunla aynı masada olduğumuzu bile görmemiştim. Jackson'ın sorduğu gayet normal bir soruya suratındaki ukalalıkla cevap verdiği zaman çok şaşırmamıştım. Genelde çevremizdeki kızlar ya kendini beğenmiş ya da vermeye meyilli oluyorlardı.
Onun da kendini beğenmiş biri olduğunu düşünerek onu süzerken gözlerini bana çevirdi. Birkaç saniye bakıştıktan sonra Jackson'ın sesi bakışmamızı bölmüştü.
"Jackson" diye kendini tanıtarak Chloe'ye elini uzattığı zaman sevgili kızımız da adını söyleme zahmetine girmişti. Adının Chloe olduğunu ilk o zaman duymuştum. Adımı bildiğini gayet iyi biliyordum ama bozmadan "Brooklyn" diyerek elimi uzattım.
Rahatsız olduğunu belli eder bir biçimde adını söylerek hızlı bir şekilde elimi sıktı. Karşımda bu kadar gerildiğine göre ya benden nefret ediyordu ya da benim bir hayranımdı.
Birkaç gün içinde onun çok da kendini beğenmiş biri olmadığını görmüştüm. Chloe ile çok fazla sohbet etmiyorduk ama arkadaşlarla otururken sorulara cevap verdiğimiz oluyordu.
Ortak partinin olduğu gün Jackson yanımıza gelip Chloe ve George'un bize yer ayıracağını söylemişti. Geç gitmek için karar kılmıştık ama çocuklara söylemeden biraz daha erkenden oraya gitmeyi planlıyordum. Chloe ile biraz daha yakınlaşıp arkadaş olmak iyi olabilirdi.
Partiye gittiğim zaman içerisi çok kalabalıktı. Biraz gezindikten sonra Chloe'yi büyük yuvarlak bir masada tek başına otururken görmüştüm. Yanına ilerlediğimde telefonla ilgilendiğinden beni hala fark etmemişti. "Hey Chloe." diye seslendiğim zaman duymasına rağmen birkaç saniye hiç hareket etmedi.
Sonra bir anda kafasını kaldırarak normal sayılabilecek bir gülümsemeyle "Hey Brooklyn, otursana." demişti. Tam karşısına oturdum. Aramızda garip bir sessizlik oluşmuştu, onun konuşmaya niyeti olmadığını anladığım zaman stajı hakkında soru sordum.
Bana Victoria'nın asistanlarının onu seçtiğini ama stajı alıp almadığının konuşmada belli olacağını söylediğinde güldüm. Çevremde genelde Victoria değil de 'annen' derlerdi. Uğrayabilirsem uğrayacağımı söyledim ve o sırada bir şarkı başladı.
Aynı anda ellerimizle ritim tutmaya başladığımızda içimden gülümsedim. Şarkı sözleri duyulduğunda Chloe'nin gerildiğini hissettim.
-I know that we just met
Daha yeni tanıştığımızı biliyorumMaybe this is dumb
Belki bu aptalcadırBut it feels like there was something
From the moment that we touched
Ama birbirimize dokunduğumuz andan beri bir şeyler varmış gibi hissediyorum'Cause, it's alright, it's alright
I wanna make you mine
Seni benim yapmak istiyorum çünkü bu iyi, bu iyi-Bir süre sonra ritim tutmayı tamamen bırakmıştı, yan gözle bana baktığında gülme isteğimi bastırdım ve ifadesiz bir suratla ritme devam ettim. Paparazzilerin etrafımda olmasından öğrendiğim tek güzel şey ifadesiz durabilmekti.
George geldiğinde sohbet etmeye başladık. Gecenin sonuna kadar sürekli içmiştim. O gece hakkında hatırladığım son şey ise Chloe'nin beni zorla bir taksiye bindirmeye çalışması olmuştu.
Sabah kalktığımda nerede olduğumu algılamam biraz zaman almıştı. Jackson'ın yatak odasında olduğumu görünce rahatlamış ve salona inmiştim. Herkesi salonda baş ağrısıyla boğuşurken gördüğümde benim de çok şiddetli bir baş ağrım olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lonely hearts club || brooklyn beckham
FanfictionOnun sırtını duvara yaslamışken aramızdaki mesafeyi iyice kapatarak ten temasını arttırdım. Şaşkınlıkla "Chloe" dediğinde gülümsedim. Adımı onun sesinden duymak şu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi. Gelen cesaretle gözlerimi dudaklarına kaydırdığ...