lonely hearts club || brooklyn beckham

chapter 19: the mom, the boss and the high school teenager

Bölüm şarkısı: Kanye West- Stronger

"B-bilmiyorum." diye kekeleyerek cevap verdikten hemen sonra pişman olmuştum. Victoria dönüp bana baktığında bakışlarımı su bardağına sabitledim. Genelde stres altındayken bir bacağım titremeye başlardı ve şu anda titremeyi durduramıyordum.

Birkaç dakikalık sessizlikten sonra kalbimin buna dayanamayacağını düşünerek sandalyeden kalktım ve salona döndüm. Romeo ve Brooklyn aynı anda beni fark ettiğinde sahte bir gülümseme gönderip Brooklyn'in oturduğu üçlü koltuğun en kenarına oturdum.

Romeo gelip tam ortamıza oturduğunda ona döndüm. Bir bana bir Brooklyn'e bakarken bir şey düşünüyormuş gibi duruyordu. "Siz ikiniz iyi misiniz?" diye sorduğunda ikimizde aynı anda "Evet." diye cevap verdik. Hafifçe kıkırdadıktan sonra saçlarımı geriye attım. Şu anda Beckhamlar'ın evindeydim, yanımda Brooklyn ve Romeo oturuyordu, az önce Victoria tarafından sorguya çekilmiştim. Onu ilk gördüğüm an planlarım arasında ona yaklaşmak yoktu ama şu an çoktan ön sevişme kısmına geçtiğimizi düşünürsek planlarımı uygulayamıyorum gibi duruyordu.

Elimizde kalbi kırık bir yakın arkadaş, neredeyse yirmi yaşına girmiş oğlunun sevgililerine karışan bir anne ve nefretle dolu hayranlar vardı. Gerçekten, Jackson ve Victoria problemlerini çözsek bile ne yaparsam yapayım bazı hayranlarının sevgisini kazanamayacağımı biliyordum. Daha birbirimize olan hislerimizi itiraf etmemişken bile magazinlerde fotoğraflarımız geziyordu. Stalk konusunda master yapmış ve kıskançlıktan çıldırmış hayranların sosyal medya hesaplarımı bulup içlerindeki nefreti kusmaları uzun sürmemişti.

Onları fazla taktığım söylenemezdi ama özel hayatıma burnunu sokan insanlara karşı pek sıcak değildim. Kendi düşüncelerime dalmışken çalan telefon sesiyle kendime geldim. Romeo, onun küçük kafasıyla aynı boyda olduğuna yemin edebileceğim telefonuyla koltuktan kalkıp bahçeye çıktığında gözlerimi özlemle Brooklyn'e kaydırdım.

Aynı kanepede oturup birbirimize öylece bakarken aramızda mesafeyi kapatarak Romeo'nun oturduğu yere geçti. Kulağıma eğilerek "Annem geldiğinde çok panik oldun mu?" diye sorduğunda kaşlarımı çatarak ona baktım. Bunu bana sorması benim ona daha önce yatak odana kaç kızı soktun? diye sormam kadar gereksiz ve saçmaydı.

Yüzündeki alaycı ifade büyürken "Benim halim daha kötüydü." diyince "Hadi ama, abartma. Alt tarafı tişörtünü üzerine geçirdin." dediğimde mümkünmüş gibi gülümsemesi büyümüştü. "Ah Chloe, kafamın halini görmeliydin." dediğinde hemen "O birkaç dakika içinde benim de kafamdan onlarca senaryo geçti, lütfen bunu bu kadar büyütme." diye cevap verdim.

Saçlarımı diğer omzuma attıktan sonra boşta kalan boynuma dudaklarını kısa bir süre değdirdi. "O kafamdan bahsetmiyordum." dediğinde hızla geri çekildim. Bu davranışımı bekliyor gibi duruyordu, ensesini kaşıyarak "Sen mutfaktayken belki banyoda bir şeyleri halletmiş olabilirim." dediğinde iğrenerek ona baktım.

"Hormonları azmış yeni ergenler gibi davranmayı acilen kesmelisin." dedim. "Sen ve senin şu vücudun yanımdayken bunu yapabileceğimi sanmıyorum." diye cevap verdiğinde kafamı çevirerek "Umarım sevgili annenizin evde olduğunu unutmamışsınızdır Bay Beckham." dedim ve onun konuşmasına izin vermeden "Libby de kim?" diye sordum. Ukala bir şekilde "Libby benim çok sevgili kuzenim, Bayan Flynn." dediğinde cevap vermedim ve rahatladığımı belli etmemeye çalışarak yeniden mutfağa doğru ilerledim.

Victoria mutfağa girdiğimi fark etmediğinden çekinerek "Yardım edebileceğim bir şey var mı, Bayan Beckham?" diye sordum. Bana dönmeden "Sağda en kenardaki dolaptan tabakları masaya yerleştirebilirsin. 4 kişilik servis açman yeterli." dediğinde garip sessizliğin oluşmaması için "Bay Beckham ve diğer çocuklar gelmeyecek mi?" diye sordum. "Ah hayır, onlar bu akşamı birlikte dışarıda geçirecekler."