Bölüm şarkısı: Partynextdoor- Recognize
Brooklyn dosyaları getirdikten sonra bütün gece benden istedikleri gibi çizimlerde eksik bulduklarımı işaretledim. Ona sorsam da bu dosyayı nasıl elde ettiğini söylememişti.
Ertesi gün şirkete gidip dosyayı teslim ettiğimde Victoria'yı gördüm. Yanımdan geçip gideceğini düşünürken "Chloe, umarım annen düne göre daha iyidir." dedi. Dün söylediğim yalan aklıma geldiğinde "Daha iyi efendim, bana izin verdiğiniz için tekrar teşekkür ederim." diye cevap verdim.
Saate baktığımda dersimin başlamasına az bir zaman kaldığını gördüm. Sekreteri bilgilendirerek şirketten çıktıktan sonra okula doğru gitmeye başladım.
Joe ve diğer eski arkadaşlarımla bu hafta hiç konuşmamıştım. Yaşadıklarımı anlatınca umarım anlayış gösterirlerdi.
Arabayı park ettim ve okul bahçesine girdim. Dün gece çizime yardım eden üç kızın bakışları üzerimdeydi. Umursamadan binaya girerek sınıfı buldum.
Hoca geldiğinde bir saniye bile kaybetmeden derse başlamıştı. Dersin çabuk bitmesi için dua ederken telefonumun titremesiyle dikkatim dağıldı.
Yavaşça telefonu çantamdan çıkarıp mesaja baktığımda Brooklyn'den olduğunu gördüm. İçimdeki gülümseme isteğini bastıramadım. "Chloe, dersten sonra her zaman buluştuğumuz heykelin önüne gel. Yemeği dışarıda yiyeceğiz." yazmıştı.
Ne diyeceğimi bilmediğimden cevap yazmadan telefonumu yerine koydum. Bir süre sonra başka bir titreme sesi daha geldiğinde telefonu tekrar elime aldım. Bu seferki Brooklyn'den değil Jackson'dandı.
Jackson tanıştığımız süre boyunca bana iyi davranmıştı. Etkileyici kasları ve gülüşüne odaklanmadığınız zaman altında saklanan küçük çocuğu görebiliyordunuz.
Mesajı açtığımda "Hey, dersten sonra yemeği dışarıda yiyeceğiz. Sanırım kimse sana haber vermedi. Heykelin yanına seni bekliyor olacağız." yazdığını gördüm.
Buna da bir cevap yazmadım ve dersi dinliyor taklidi yapmaya devam ettim.
Ders çıkışı hızlı adımlarla heykelin yanına gittiğimde sadece Jackson ve Brooklyn'in orada olduğunu gördüm. "Merhaba çocuklar" diye yanlarına gittiğimde Jackson "Demek mesajımı aldın, cevap vermeyince gelmeyeceksin sanmıştım." dedi.
"Aslında senden önce Brooklyn bana mesaj atmıştı. İkinizin de mesajını aldım." dediğimde Jackson'ın yüzü asıldı. "Emma, Zack ve George dersten daha çıkmadı mı?" diye sordum.
Jackson "Bugün sadece üçümüz yemek yiyeceğiz. Diğerlerinin dersi yok." dediğinde kafamı salladım. Brooklyn arabasını gösterip yürümeye başladığında Jackson ve ben onu takip etmeye başladık.
Arka koltuğa geçtiğimizde Jackson nereye gideceğimizi sordu. Brooklyn hiçbir şey demeden kaşlarını kaldırdı. Demek gideceğimiz yer bize sürpriz olacaktı.
Brooklyn arabayı sürerken Jackson ve ben konuşmadan camlarımızdan bakıyorduk. Jackson bir anda camı açıp baktıktan sonra "Brooklyn arabayı kenara çeker misin? Bir arkadaşımı gördüm ona selam verip geleceğim." dedi.
Araba durduğunda Jackson koşar adımlarla indi. Onun bu haline gülerken Brooklyn de aynadan kime selam verdiğine bakıyordu. Bir süre sonra Jackson arabaya geri bindiğinde "Gerçekten sevdiğin biri olmalı." dedim. "Evet, herkesin üzerinde bir etkim vardır." diye bir ses geldiğinde dondum. Sandığım kişi olmamasını diliyordum.
"Nasılsın Chloe?" diye alay eder bir sesle konuştuğunda "İyi sayılırım, Nick" dedim. Brooklyn ve Jackson bize şaşkın gözlerle bakıyorlardı.
En sonunda Jackson konuşup "Siz ikiniz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?" dediğinde Nick "Jackson sana geçen sene yatakta çok iyi olduğu konusunda bahsettiğim kızı hatırlıyor musun? İşte o kız bu kızdı. Chloe benim saygıdeğer eski sevgilim oluyor." dediği an yerin dibine girmek istedim. Hayatım şuracıkta bitsin de bu utancı yaşamak zorunda kalmayayım istedim. Yanaklarımın domatesten bile daha kırmızı olduğuna emindim.
Gözlerimi ayakkabılarımdan kaldıramıyorken Nick gülmeye başladı. Kötü bir şekilde ayrılmamıştık ama ayrıldıktan sonra tam bir aptal gibi davranmıştı. Her durumu toplayabilen Jackson bile ne diyeceğini bilemeden bana bakıyordu.
Aslında Nick'in söylediği şey kötü değildi ama bunu Brooklyn ve Jackson'ın önünde söylemesi çok utanç vericiydi. Brooklyn'in suratını şu an göremesem de bir daha onun suratına bakabilir miyim bilmiyordum.
Oluşan garip sessizlikten sonra Brooklyn normalden kalın çıkan sesiyle "Nick ya da her ne isen, arabamın üzerinden ellerini çekersen karnımızı doyurmaya gideceğiz." dedi.
Nick alaycı sesiyle "Demek yatak marifetlerini Beckham üzerinde geliştiriyorsun. Görüşmeyeli yol katetmişsin Chloe." dediği zaman artık susamayacağımı biliyordum.
Tam ağzımı açıp ona cevap verecekken Brooklyn "Aslında biliyor musun? Chloe yatakta iyiyse kötü olan sen oluyorsun. Senin gibi acemilerle geçirdiği zamandan sonra gerçekten yatakta iyi olan birilerine ihtiyacı vardı. Şimdi o lanet ellerini arabamın üzerinden çek de kokuşmuş ağzından kaçabilelim." dedi.
Brooklyn. Bir. Kez. Daha. Bana. Yardım. Etmişti.
Nick'in cevap vermesini ya da ellerini çekmesini beklemeden arabayı sürmeye başladı. Jackson hala şaşkınlıkla bir bana bir Brooklyn'e bakıyordu. Ağzımı açmadan cafeye kadar camdan dışarı baktım.
Cafeye geldiğimizde Brooklyn sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi konuşup espriler yapmaya başladı. Jackson'ın da rahat davrandığını gördüğümde ben de kendimi kasmayı bıraktım ve hiçbir şey olmamış gibi sohbete katıldım.
İyi bir yemek yedikten sonra derse geç kalmamak için kalktık. Brooklyn ya da Jackson'la ne zaman dışarı çıksam hesabı bana ödetmiyorlardı. Bu sefer ödemeyi kendim yapmak istediğimden cüzdanımı çantamdan çıkardım.
Jackson ve Brooklyn bana uzaylı görmüş gibi bakarken garsonu çağırıp hesabı istedim. Hesabın çoktan ödendiğini söylediğinde suratımı astım. Suratlarına baktığımda ödeyenin Brooklyn olduğunu anladım. Ne zaman yaptığı konusunda bir fikrim yoktu ama bir dahaki sefere daha girişte hesabı ödeyecektim.
Cafeden çıkıp Brooklyn'in arabasına giderken karşı kaldırımda bir arabanın arkasında saklanan birini gördüm. Dikkatli baktığımda elindeki kamerayı gördüm ve paparazzi olduğunu anladım. Neden saklandığı konusunda bir fikrim olmasa da Jacksonlar'ı takip etmeye devam ettim.
Arabada hiç konuşmadıktan sonra okula ulaştık. Jackson ona gelen telefonla hızla yanımızdan ayrıldığında Brooklyn'in kolunu tuttum. "Nick'in yanında küçük düşmeme izin vermediğin için teşekkür ederim." dedim. Brooklyn sürekli bana yardım ediyordu ve ben her seferinde ona kuru kuru teşekkür ediyordum.
Ciddi bir şekilde bana dönüp "Her ne konuda olursa olsun, bundan sonra yardım etmek için hep yanında olacağımı biliyorsun." dediğinde ona samimi bir gülümseme gönderdim.
Kendimi tutamayarak ona sıkı bir şekilde sarıldığımda ilk şaşırsa da sonra o da ellerini belime dolayıp sarılmama karşılık vermişti.
Biraz öyle kaldıktan sonra okulda olduğumuzu hatırlayıp ondan ayrıldım ve tekrar teşekkür ettim. Yürümeye başlamışken ona baktım. Yüzündeki gülümsemeyle arabasına geri biniyordu. Önüme döndüm ve ben de gülümsedim.
Yan tarafa bakarken bana kıskanç ve ölümcül bakışlar gönderen 'çizim üçlüsü'nü gördüğümde gülümsemem daha da arttı.
Eğer şu an benden nefret ediyorlarsa, bundan sonra daha çok edeceklerdi.
...
Oylarınızı ve düşüncelerinizi eksik etmeyin lütfen.
14.07.2015
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lonely hearts club || brooklyn beckham
FanficOnun sırtını duvara yaslamışken aramızdaki mesafeyi iyice kapatarak ten temasını arttırdım. Şaşkınlıkla "Chloe" dediğinde gülümsedim. Adımı onun sesinden duymak şu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi. Gelen cesaretle gözlerimi dudaklarına kaydırdığ...