Bölüm şarkısı: Major Lazer- Leon On
Duyduğum alarm sesiyle yatağımda kıpırdandım. Bugün okulun ilk günüydü ve içimdeki heyecanı bastıramıyordum. Güzel görünmem gerektiğini biliyordum o yüzden oyalanmadan hemen dolabımın karşısına geçtim. Dizimin hemen üstünde biten mavi ve çiçekleri olan elbisede karar kıldıktan sonra çantamı hazırlamaya başladım.
Dün tasarımcılık bölümü başkanı Emma'dan bir mail almıştım, yarın diğer öğrencilerle birlikte okulu tanımamızı sağlamak için bölüm girişinde olacağını söylüyordu. Çantamı çizim eşyaları ile doldurduktan sonra giymeye karar verdiğim elbiseyi üzerime geçirdim.
Londra'nın havasına güven olmayacağı için üzerime bir hırka aldım ve makyağımı yapmak için aynanın karşısına geçtim. Sadece açık renk bir parlatıcı sürdükten sonra ayakkabılarımı da ayaklarıma geçirerek aynanın karşısında görüntümü son kez kontrol ettim. Çantamı alarak aşağıya kahvaltıya indim.
Masada annem ve babam konuşuyorlardı. İkisinin de yüzünde birer gülümseme bulunuyordu. Onlara günaydın diyerek yanlarına oturduktan sonra annemin benimle ne kadar gurur duyduğu konusunda olan konuşmayı dinliyor taklidi yaptım.
Karnımı güzelce doyurdum ve masadan kalktım. Yanıma ihtiyacım olan her şeyi aldığımdan emin olarak arabama bindim. Okul evimden 20 dakika kadar uzaktaydı o yüzden radyoyu açmaya karar verdim. İçimden heyecanım yüzünden her şeyi batırmamak için dua ediyordum, iyi bir ilk izlenim bırakmalıydım.
***
Okula ulaşıp birkaç kişilik grubu tasarım bölümünün önünde gördüğümde Emma'nın mesajı aklıma geldi. Hızlı adımlarla ve rahat gözükmeye çalışarak yanlarına doğru ilerledim. Aralarından biri onlara doğru geldiğimi fark ettiğinde diğerlerine bir şey söyledi ve hepsi sevecen bir yüzle bana döndüler.
Hızlı bir bakışla hepsini süzerken aralarından yakışıklı bir oğlan konuşmaya başladı. "Aramıza hoşgeldin ü1. Ben ü2'yim Emma da öyle. Üniversite kaçıncı sınıf olduğuna bakarak sana sesleniriz. Bu okulda sıkça duyacağın bir şey. Alışsan iyi olur."
Konuşmasını bitirdiğinde benden bir şey bekliyor gibiydi. Hala ismimi söylemediğimi fark ettim ve "Ben Chloe Flynn" dedim. Yapabileceğim en samimi gülümsemeyi suratıma taktım. Hepsi tek tek beni inceliyor gibiydi. Güvensiz biri değildim ve bu bakışlar beni pek rahatsız etmemişti.
Az önce benimle konuşan çocuk tekrar konuşmaya başladı ve "Ben George. Ve bu da Emma. Bölüm başkanıdır. Şimdi o size okulu gezdirirken ben de erkeklere göz kulak olacağım." dedi. Emma'ya baktığımda onun konuşmasından sıkılmış gibiydi. Kızları diğerlerinden ayırarak bize samimi bir gülümseme gönderdi. Eliyle beni takip edin işareti yaparak yavaş yavaş yürümeye başladı.
Okul 4 ana bölümden oluşuyordu. Resim, müzik, tasarım ve spor. İlk önce kendi bölümümüzü gezecek sonra diğerlerine göz atacaktık. Tasarım bölümü diğerlerine oranla daha küçüktü. Binanın içini gezerken gireceğim sınıfların nerede olduğunu aklımda tutmaya çalışıyordum.
Emma bize bölümle ilgili her şeyi gösterdikten sonra bize döndü "Tasarımcılarla staj kazanma şansınız olduğunu biliyorsunuzdur. O yüzden yarın bizimle çalışan şirketlere gönderebilmek için çalışmalarınızdan birkaç örnek getirin. Çalıştığımız şirketler gayet büyük, bütün olanakları olan ve ünlü şirketlerdir. Bir şirket 3 kişi alıyor ve 300 kişiden sadece 15'iniz seçilecek. Eğer stajı istiyorsanız en iyi çalışmalarınızı seçmeye çalışın ve şimdi beni takip etmeye devam edin."
Hangi çalışmalarımı sunmam gerektiğini düşünürken önümde yürüyen Emma'ya bakmaya başladım. Bizimle ciddi bir şekilde konuşmaya çalışsa da hareketli biri olduğu etrafa yaydığı enerjiden belli oluyordu. "Burası resim bölümü. İsteyenler buradan ek ders alma şansına sahip. İleride gördüğünüz bina ise müzik bölümünün. Aralarında 2 ünlü isim de bulunuyor. Sağdaki kampüs onların kampüsü. Müzik ü2'ler bize karşı pek sıcakkanlı değildir. Onlardan uzak durmaya çalışın."
Nedenini düşünecek vaktim kalmadan Emma bir kez daha konuşmaya başladı. Yüzündeki sırıtmayı saklamaya çalışsa da pek başarılı olduğu söylenemezdi.
"Burası da spor bölümü. Okulumuzun yakışıklı erkek nüfusunun %80'ini bünyesinde barındırıyor. Eğer onlardan iyi bir tane avlamak istiyorsanız bu hafta sonu olacak ortak partiyi sakın kaçırmayın. Ayrıca ü2'de olan Zack Montgomery çoktan avlandı yani ondan uzak durun derim." dedikten sonra yapmacık sırıtmasından herkes bunun bir uyarı olduğunu anlamıştı.
Bir anda bir şey unutmuş gibi bize döndü ve "Müzik bölümündekiler gibi bu bölümde de yakışıklı ve ünlü bir ismimiz var. Staj şansı isteyen ondan uzak dursa iyi olur."
Staj ve o çocuk arasındaki bağı kimse anlayamamıştı. Hepimiz Emma'nın suratına anlamsızca bakarken bir anda bir şey fark etmiş gibi oldu ve gözleriyle bize bir yeri işaret etti. Hepimiz kafamızı merakla oraya döndürdük.
Üniversitenin ana giriş kapısından giren 4 tane erkek gördük. Hepsi oldukça kendinden emin duruyordu ama onlardan bir hayli uzakta olduğumuz için onların yüzlerini net göremiyorduk.
Biraz yaklaştıklarında yürüyenlerden birinin kim olduğu kafama dank etti. Şaşkınlıkla onu incelerken müthiş gülümsemesine şahit oldum. Zaten herkesin bakışı onun üzerindeydi ve bizi fark etmiş gibi durmuyordu. Yürürken arkadaşlarıyla gülüşmeye devam ediyordu. Kahkahasının sesini duyduğumda anlamsız bir şekilde nefesimi tuttum. Bir şekilde onu ilk gördüğüm anı asla unutamayacağımı biliyordum.
...
Yavaş yavaş kurgunun nasıl gideceğine karar verdim. İlk bölümler olduğu için sık bölüm yayınlamayı düşünüyorum.
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
03.07.2015
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lonely hearts club || brooklyn beckham
FanfictionOnun sırtını duvara yaslamışken aramızdaki mesafeyi iyice kapatarak ten temasını arttırdım. Şaşkınlıkla "Chloe" dediğinde gülümsedim. Adımı onun sesinden duymak şu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi. Gelen cesaretle gözlerimi dudaklarına kaydırdığ...