Bölüm 14 - Hata

1.9K 208 29
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Sonra bir gün aniden göz göze geldik, saatlerce bakmak istememe rağmen başımı çevirdim."

*

O akşam Kenan eve dönmemişti. Akşam yemeğinde Halil'in ağzını öfkeden bıçak açmamıştı. Öğleden sonraki olaydan sonra tekrardan işe gitmemişti ve bir ara kapalı kapılar ardına çekildikleri için Huriye teyzenin ona sabahki yaşananları anlattığını farz ediyordum. Çünkü o da annesi gibi yüzüme bakmamaya başlamıştı.

Bu iş hiç hoşuma gitmemişti. Benden utanıp çekinmelerini istememiştim ki.

Ertesi gün kahvaltı masasını toplarken kapı çalmıştı. Bir tabur kadını karşımda görünce şaşırmıştım. Ben daha buyur etmeden içeriye girmişlerdi. Huriye teyze alışmış olacak ki ses etmemişti. Hem zaten bizim olaydan dolayı biraz durgundu.

Sonradan gelen kızlarla keyfim yerine gelmişti biraz.

Gülsüm bir tencere iç yapmış, yer sofrasında oturan kadınların tam önüne bırakmıştı. Biz de kızlarla mutfaktaki masada toplanmış yaprak sarıyorduk.

"Kız Gülsüm senin de az işin olmuyor. Bu kadar içi ne demeye yaptın?" dedi Şüheda. O da iki kapı ileride oturuyordu.

"Ne bileyim? Huriye anne yap dedi yaptım işte. Kış geliyor ya, dondurucuya atacak herhalde."

"Yengem doğru söylüyor. Kışlık için bunlar." Dedi Ayşenur.

"Ben erken giderim kızlar, haberiniz olsun. Babamın durumu iyice kötüleşti."

Başımı kaldırıp Suna'ya baktım. Onun derdi de babasıylaydı. "Babanın tam olarak hastalığı ne?"

"Solunum yetmezliği." Diye açıkladı. "Nefes darlığı çekiyor işte. Doktor sigara içme diyor, inadına sigarı içiyor. Şu sıralar daha kötü oldu. Dün oturuyorduk salonda. Annemin duvardaki resmini görüp kim bu dedi."

Kızlar hep bir ağızdan şaşırdı. "Essah mı diyon gı?"

"Valla bak. Baba sen ne diyon dedim. Durdu böyle, düşündü. Seni kandırıyom dedi ama inanmadım. Doktor hafıza kaybının yaşanacağını söylemişti zaten. Şimdi tekrardan onu doktora götürecem. Bakalım ne diyecekler."

"Kız bu adam mezara girmeden sana hayat yok valla." Dedi kızlardan biri. "Ben senin yerinde olsam bir dakika durmam he derim Alparslan'a."

Bu mahalle kızları epey patavatsızdı. Bir insanın babası hakkında böyle şeyler söylenir miydi? Hem de yüzüne karşı!

Suna utandı, kızardı. Kendi öz babasının ölmesini isteyecek değildi herhalde. O cevap veremediğinden sözü Yasemin devralmıştı.

"O nasıl laf kız öyle? Ayı ayıp!"

FARKLI ZAMANLARA AİDİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin