Bölüm 2 - Gerçek Saklı Yalanlar

2.7K 202 70
                                    

"Sana ait olan seni bulur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sana ait olan seni bulur."

Şeker Portakalı.

*

"...Uyanıyor. Ben gidip sofrayı hazır edeyim sen de sor bakalım, niye kaçmış, kimmiş, neciymiş?"

Gözlerimi aralayıp beyaz tavanla buluşturduğumda aklıma ilk gelen Kenan'ın bakışlarıydı. Sonra başıma üşüşen kalabalık, yaşlı teyzenin beni evine alması, takvimdeki tarih, neredeyse tekrardan ölümden dönmem...

Anlamıştım artık. Ben komada olmalıydım. Bunun en mantıklı açıklaması buydu çünkü. Zamanda yolculuk, filmlere ve kitaplara konu olan bir şeydi. Benim başıma gelmesi imkânsızdı. Bilim adamları yüzlerce yıldır zaman makinesinin icadıyla uğraşıyorlardı. Geçmişe gittim diyelim, makine veya başka bir alet olmadan bunu nasıl yapabildim?

Bir de neden özellikle bu yıla geldiğim de vardı.

Dediğim gibi, kesin komadaydım. Neyse ki artık uyanmıştım. Ve bu kâbus sona ermişti.

Yattığım yerden doğrulduğumda karşımda Kenan'ı görmemle yerimden sıçramam bir oldu. Hızla geriye çektim kendimi.

"Ananı sikeyim!"

"Ayıp oluyor ama." Dedi. Resmen konuşuyordu. Kâbusum olduğu gibi devam ediyordu. "Küçük birine göre bozuk bir ağzın var, kara kız."

Kara kız?

Allah'ım! Daha düne kadar yazdığım kelimelerden ibaret olan adam karşımda duruyor ve bir de benimle alay ediyordu. Ne oluyor ya, ne oluyor?!

Olduğum yere sinerek onu baştan aşağı süzdüm. Siyah renkte bol paça kumaş pantolonun üzerinde beyaz renkte gömlek giyiyordu. O eski iki renk fotoğraflardaki gibiydi aynı. Sırtını gardırobuna yaslamış, kollarını da göğsünde birleştirmiş ukala bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Küçük değilim ben. 24 yaşındayım."

Yuh Liya! Tek derdimiz bu zaten!

Heyecandan ne diyeceğimi şaşırmıştım. Siz söyleyin, daha ben doğmadan öldüğünü bildiğim bir adam karşımda kanlı canlı dururken şaşırmayıp da ne yapacaktım allah aşkına? Bu çok garipti. Çok garip!

Sırtını yasladığı yerden çekerek bana doğru birkaç adım attığında gidecek bir yerim olmadığı halde kendimi daha çok geriye çektim. Neden korktuğumu bilmiyordum ama korkuyordum.

"Sakin ol kara kız. Sana zarar vermek isteseydim o arabanın altında kalmaktan kurtarmazdım."

Haklıydı.

"Benim adım Kenan. Kenan Mollaoğlu. Dışarıda kime göstersen beni de anamı da iyi bilirler. Bizden sana zarar gelmez, korkma. Anam az önce seni eski çınar ağacının altında bulduklarını söyledi. Eve getirmiş ama bir anda kaçmışsın. Kaza yaptım falan demişsin. Baktım, bir çiziğin bile yok. Giyimin kuşamından büyük birine benzediğin belli ama kaza yaptım dediğin halde ufak bir yara beren bile olmadığına göre, ya yalancısın ya dolandırıcı."

FARKLI ZAMANLARA AİDİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin