Bölüm 19 - Mangal

1.5K 161 61
                                    

"İnsanlar ancak kaybetmekten korktuğu şeyleri severler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İnsanlar ancak kaybetmekten korktuğu şeyleri severler. Ve sevmekten korktukları şeyi kaybederler."

*

Kenan'la yaptığımız kavgadan sonra ondan uzak kalmayı isteyeceğimi düşünmüştüm. Çünkü Fatih'leyken hep böyle olmuştu. Biz ne zaman kavga etsek onu görmek, isteyeceğim en son şey oluyordu. Fakat Kenan'layken bu durum farklıydı. Onunla kavga etmek hiç hoşuma gitmemişti ama onu görmeden de tek bir günümü geçirmek istemiyordum.

Hazır derneğe girmişken bir plan yapmam gerekiyordu. Hem Alparslan'la hem de Filiz'le –ne kadar ondan haz etmesem de- aramı iyi tutmalıyım. Bu sayede onların bağlantıları benim bağlantım olmuş olacaktı. Böylece valinin oğluna yaklaşmam kolay olacaktı.

Bakışlarını hatırladıkça midem bulanıyordu.

Kenan için katlanmam gerek ufak bir bedeldi sadece. Bunu kendime hatırlatıp durdum.

Mitingden ayrılınca Kenan dolambaçlı yollardan mahalle getirmişti beni. Derneğe gitmek istediğimi söylediğimde polislerin olabileceğine karşılık ertesi sabah birlikte gidebileceğimizi söylemişti. Karşı çıkmadım tabii.

Eve girdiğimde Suna koltukta oturup nakış yapıyordu. "Döndünüz mü?" dedim, kapıyı kapatırken.

"Döndük döndük."

"Ne dedi doktorlar?" dedim hemen yanına otururken.

"Alzheimer."

"Hadi ya."

Elindeki havluyu kenara bıraktı. "He valla." Dedi sıkıntılı bir ses tonuyla. "Ne edeceğimi şaşırdım."

"İlaç falan vermediler mi?"

"Verdiler, verdiler... Çok ilgilendiler. Tomografiye soktular, testler yaptılar... Alparslan olmasaydı zordu işimiz. Devlet hastanesine gidelim dedim ama zorla özele götürdü bizi. Hastane koridorlarında koluna girip yürüttü babamı. Parasını da o ödedi. Allah razı olsun ondan."

"Ben bu mahalleye daha yeni geldim ama Alparslan gerçekten iyi bir adam. Hatta tanıdığım diğer erkeklerden daha iyi."

Kenan hariç.

"Suna?"

"Efendim gı?"

"Sen bu adamı niye istemiyorsun? Bak hiç lafı gevelemeden anlat. Kimse yok zaten."

Bir iç çekip anlatmaya başladı. "Ben on altı yaşındaydım. Alparslan o zaman askere gidip gelmişti. Ailesi ona kız bakıyodu. Araştırmışlar tabii. İşte şurada böyle bir kız var gidip bakın diye. Neyse bunlar istemeye geldiler. Ama ondan önce Alparslan beni görmeye gelmiş. Benim haberim yok tabii. Kızlarla fabrikaya gidiyoruz, yolumuza çıktı birden. Kendini tanıtmaya başladı bu. Yok şöyle iyiyim yok böyle iyiyim. Allah'ım bir görsen..." Gülmeye başladı.

FARKLI ZAMANLARA AİDİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin