"-En sevdiğin renk ne?
-Kırmızı, ya senin?
-Gözlerini gördükten sonra, kahverengi."
*
Halil ve Gülsüm'ün -çökertme- türküsünü dinledikten sonra üzerime büyük bir durgunluk çökmüştü. Kenan bunu fark edince diğerlerine gezmeyi bahane ederek müsaade istemişti. Arabaya atladığımız gibi bölgeden ayrılmadan kuytu bir yere geçtik. Kenan arabayı gölüm kenarına park etmişti.
Bir süre sessizce yalnız kalmamızın keyfini çıkarttık.
Bakışlarım yeşil ve mavinin karışımı olan gölün üzerindeydi. Manzaraya öylesine dalmıştım ki Kenan'ın sesiyle kendime geldim.
"Noldu gülüm? Niye birden moralin bozuldu senin?"
Başımı yavaşça ona çevirdim. Çattığı kalın kaşlarının ortasında bir çizgi oluşmuştu. Benim için endişelenmesi, ufak bir yüz ifademden bile moralimin bozulduğunu anlaması hoşuma gitmişti. Gülümsedim.
Başımı iki yana salladım. "Yok bir şey."
"Ne demek yok bir şey? Var bir şey." Dedi, anlamlı bir bakış atarak. Parmakları çeneme uzandı. "O güzel canını ne sıktı, söyle bakalım?"
"Bilmiyorum." Dedim, çenemi tutan parmaklarına sarılarak. "Sanırım Halil abiyle Gülsüm'ün türküsü biraz hüzünlendirdi beni."
"Sen bizim de bir türkümüz yok diye mi üzüldün yoksa?"
Sözleri beni gülümsetmişti.
Omuzları kaldırıp indirdim. "Belki de."
"Kurban olurum sana." Dedi, yüzüme doğru eğilirken. İri elleri yüzümü avuçladı. "Türküler sana feda olsun gülüm. Sen iste yeter ki."
Geri çekilerek radyoyu açtı. Çalan birkaç şarkıyı anında geçtikten sonra melodisini bildiğim o şarkıda durdu. Erkin Koray'ın Seni Her Gördüğümde şarkısıydı. Emniyet kemerimi çözerek uzattığı kolunun altına girdiğimde beni göğsüne doğru çekmişti. Başımı omuzuna yaslayıp gözlerimi kapattım ve şarkıyı dinlemeye başladım.
İnan ki senden başka
Senden başka, senden başka
Hiç kimse yok içimde
Kimse yok içimde
Yüzüne bakmasam da
Başımı çevirsem de
Seni her gördüğümde
Seni her gördüğümde
Kenan mangalın başında durduğu için üzeri duman kokuyordu. Muhtemelen benim de ondan farklı yanım yoktu. Yine de ona sarılmaktan alıkoyamıyordum kendimi. Hatta daha fazlasını yapmak istiyordum. Uzun süredir içimde tuttuğum o arzuları yerine getirmek... Tenine dokunup, dudaklarına değmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI ZAMANLARA AİDİZ
Ficção HistóricaBedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, arabalar, insanların üzerindeki kıyafetler bile... Kaza yaparken duyduğum gibi bir korna sesi duydum, a...