Bölüm 9

66 8 2
                                    

VERA KARACA

Üşüyordum, ağrım vardı, hiçbir şeye anlam veremediğim olayların ortasındaydımve kusmak istiyordum.

  Uyuyakalmış olmalıydım, ateşim olduğunu hissediyordum. Ceketim neredeydi? Beni buraya taşımış olmalıydı.

  Yutkundum.

Beni o küçük, oda gibi şeyin içinde bırakıp dışarı çıktığı an telefonuma gelen ardı ardına bildirimlere baktım.

Neredesin? Dışarı baktım yoksun. (21.07)

Vera endişeleniyoruz. (21.15)

Telefonun kapalı, Ateş ve Kadir her yerde seni arıyor. (21.45)

Ve daha bunun gibi birçok mesaj vardı. Ateş'ten, Kadir'den ve Melo'dan. Onlara iyi olduğumla ilgili uzun bir mesaj yazıp gönder tuşuna bastığımda sinyal tekrar gitti.

  Böyle şansın...

  Aşağıda, tam girişten gelen devasa gürültüyü ve ardından gelen bağırış seslerini duyduğum an kendimi dışarı attım. Dobby, benimle birlikte merdivenlerden inerken, başım dönüyordu.

  "Çok sevgili abinden bir mesaj geldi," derken kel ve dövmeli bir adam Yalın'a doğru yürümeye başladı. Arabaların üstü kapalıydı ve önümdeki raflardan dolayı beni göremiyorlardı, göz hizamdaki aradan olanları anlamaya çalıştım. Sessizce dinlerken kendimi savunabileceğim bir şey aradım.

  Yalın'ın arkası bana dönüktü. Tişörtünden gerilen kasları bariz belli oluyordu.

  "Mesajını bir taraflarına sokabilirsin. Ama bilmen gerekiyordu," derken adamın üstüne sağlam adımlarla yürüdü. Nefes bile almıyordum. "Bölgeme girdiğiniz an sağlam dönemezsiniz."

  "Bizi bu laflarla korkutamazsın, Kuzgun." Kaşlarım çatıldı. Onlar da mı bu işin içindeydi? Adamın arkasında göremediğim birkaç kişi daha olmalıydı. Önümdeki düzenle, üst üste sıralanmış boru yığınını çekip daha rahat görebilmek için kendime alan açtım. Bir tanesini elime alıp yanımda tuttum.

  İçinde olduğum durumu gerçekten sikeyim.

  "Ya ne istediğini söyle," başını sakince yana yatırdı. "Ya da size çıkışı göstereyim."

  Adamın yüzüne benim bile dengemi altüst edecek bir yumruk geçirdi. Çığlık atmamak için dudağımı ısırdım.

  "Duyduğuma göre," dazlak kafa, ağzındaki kanı yere tükürürken bile sırıtıyordu. Yalın'a karşılık vermeden karşısında dikildi. "Güzel, kızıl bir Tilki varmış. Senin yanında." Yalın başka bir hamle için tetikteydi. "Ve ağabeyinin Tilkilere ilgisi var."

  Tanrım, yoksa o an bu an ? Kafam çorba olmuştu.

   Büyük bir kargaşa koptu. Görüş açıma giren diğer üç adamla birlikte bir an farkında olmadan raftaki bütün boruların düşmesine sebep oldum.

  Elbette.

  Bir saniyelik ölüm sessizliği oldu. Herkesin bakışının üstümde olduğu. Keltoş, Yalın'ın yumrukları altında iki seksen uzanırken güldü. Komut vermesine bile kalmadan iki adam bana doğru gelmeye başladı.

Kuzgun ve TilkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin