Kuzgun ve Tilki

Bölüm 17

SONUNDA GELDİM!

Bütün bölüm Kuzgun'umun dilindennnnn

İyi okumalarrrrr

YALIN DEMİR

"Partner değişimi?"

Kollarım arasındaki, beden anında buz keserken sakin bir ifadeyle solumda kalan adama baktım. Doğrudan Tilki'ye bakıyordu ve ben onun o sikik gözlerini oyma planlarını kurarken bir an bana baktı.

  Benim boylarımdaydı, sarı, şekillendirilmiş saçları ve koyu gözleriyle kıçıma benziyordu.

  Gapel kesinlikle buydu.

  Ellerimi Tilki'nin belinden çekerken çıplak sırtına parmaklarımı değdirdim. Bana yan bir bakış attıktan sonra onda gördüğüm en sahte gülümsemeyi karşısında kalan adama sundu. Bundan son derece memnun olurken Gapeli'in yanındaki esmer kız bana doğru bir adım attı.

  "Bu güzel hanımefendiyi senden çaldığım için üzgünüm." Ona düz bir şekilde bakmaya devam ederken ağzının içinde bir şeyler daha mırıldandı. Henüz benim sıcaklığımı taşıyan bel boşluğuna kendi ellerini koyduğunda içimde bir his yükseldi. Parmak boğumlarım karıncalandı. Gözlerimin oraya kilitlenmesi engelleyemezken onlar bizden birkaç metre uzaklaşmışlardı.

  Yanımdaki kadının suratına bakmadan masalara ilerledim. Yaptığımın kabalık olması şu an umurumda değildi.

Birçok insan belirli köşelere dağılmış, kendi halinde eğleniyordu.

  Önümden geçen garsonu durdurmadan bir şampanya kadehi alarak gördüğüm ilk masaya ilerledim ve dirseğimi yaslayarak gözlerimi parlayan kadına çevirdim.

  Biri ona dokunuyor. Birinin eli kızımın belinde.

  Dudaklarımı dişlerim arasına çekip gözümü kırpmadan dans eden çifti izlemeye devam ettim. Elimdeki kadehi tek dikişte bitirirken şu an daha fazlasına ihtiyacım olduğunun farkındaydım.

  Tilki'nin bakışları arada beni arıyor, beni gördükten sonra karşısındaki adam bir şeyleri yanlış anlayacakmış gibi yeşillerini anında benden çekiyordu. Arada bir kırmızı, baştan çıkarıcı dudakları hareketleniyor, karşısındaki adamla konuşuyordu.

  Onu göğsümün içine hapsetme isteği benim sonumdu.

  Ceketimin iç cebinden telefonumu çıkararak mesaj kutusuna girdim. Dikkatimin bir şekilde dağılması gerekiyordu.

Çetin.

Dostum, bu Ateş denen çocuk olay çıkarıyor.

Arabalardan birini çalmaya çalıştı ve şimdi Emreyle kavga ediyor.

Ne yapayım?

Dişlerimi sıkarak telefonu cebime attım. Şu an düşünebileceğim son şey bile değildi o piç.

  Aradan geçen birkaç dakika son derece uzundu. En sonunda Gapel'le Tilki buraya doğru gelirken elinin elini tutması nefes almama bile engel oluyordu sanki. Yüzümü ifadesiz tutarken Tilk'inin gözlerini yakalamaya çalıştım.

  Pürdikkat bana bakıyordu.

  "Dans için teşekkür ederim, señorita." Kaba eliyle kavradığı küçük eli dudaklarına götürürken gözlerinin içine baktı. Ardından nazikçe elini bırakarak onunla olan temasını kesti. Bana döndü. Gözlerindeki parıltıları parmaklarımla un ufak etmek istedim. "Acaba benimle bir şeyler içmek ister misiniz, yeni bir Fransız Şarabı deneyeceğim, yirmi yıllık."