6. BÖLÜM: HAYAL KIRIKLIĞI

313 30 10
                                    

Karan bey büyük adımlarla yanıma gelip kolumu kavradı.

'' Sen ne hakla Duru nun kolyesini çalabiliyorsun ?'' Ne?

Sana demiştim Dalya , yine sen üzülen oldun.

Ben hala hiç bir şey demeden Karan bey ' e bakmaya devam ettim. Barbaros araya girdi.

'' Ne diyorsun abi sen , şuan sırası mı herkes buraya bakıyor.'' sert bakışlarını çekmedi ,

'' Sus Barbaros ben ne yaptığımı çok iyi biliyorum.'' Hayır bilmiyordu kendimi toparlayarak

'' Ne demek istiyorsunuz Karan bey, dediğiniz bir şey anlamıyorum ? '' Alayla dudakları iki yana kıvrıldı.

'' Şimdide salak ayağına mı yatıyorsun Dalya mila Duman.'' Duman değildim ben Uluhandım. Onların kardeşi.

Hayır Dalya sen ne Uluhansın ne de Duman sen sadece Dalya Milasın.

Bu sefer Toprak sertçe

'' Abi sözlerine dikkat et karşında karde-'' Karanın ateş saçan gözleri hızla Toprağı buldu , bir süre ona baktı. Ardından tekrar bana döndü.

'' O benim kardeşim falan değil!'' Kalbim kırılmakla kalmadı, parçalandı bu sözleri duyunca. Hayal kırıklığıyla ona baktım. Karan bey hiç acımdan sözlerine devam etti.

'' Ve hiç bir zamanda olmayacak! Benim hırsız, kıskanç, aciz bir kardeşim olamaz!'' Gözlerim doldu , oysa ki ben hiç bir şey çalmamıştım.

'' SEN KİMSİN HA ULUHAN AİLESİNDEN BİRİ OLUNCA BİR ANDA KENDİNİ BİR ŞEY Mİ ZANNETİN. İKİ BİR İYİ DAVRANDIĞIMIZDA SENİ SEVDİĞİMİZİMİ ZANNETİN ! ''

Her bir sözü bıçak gibi kalbimi delip geçiyordu.

'' cevap ver bana!'

Oğuz bey beni çekmesi ile Karan bey elini kolumdan çekmek zorunda kaldı.

'' Oğlum şunu doğru düzgün anlat.'' dedi sakince.

'' Baba bu kız benim Duruya yaptığım kolyeyi çalmış.'' herkes bir ağızdan

' Ne!'' dyerek bağırmıştı ben mi?

Ben sadece Duruya bakıyordum.

Sana demiştim Dalya kanma diye , çok safsın.

İnci hanım Durunun yanına giderek sarıldı. Bakışlarını bana çıkardı.

'' Gerçekten yaptın mı? '' dedi İnci hanım.

'' Hangi kolyeyi?'' dedi Deniz .

'' Annem Duruya hamileyken yıldızlı bir kolye yapmıştım onu çalmış.''

Duruya hamileyken

Duruya hamileyken

Duruya hamileyken

Ortam sessizleşti. Sanki bu sessizlik Karanın yüzüne gerçekler çarpmış gibi bir adım geri gitti , o ateş saçan gözleri bana baktı ve yavaşça söndü. Sadece etrafta fısıltılar vardı . Güldüm , hayır bu gülümseme farklıydı diğer gülümsemelerden çok daha farklıydı.

Gülümsemenin içinde sadece acı , kırgınlık , pişmanlık vardı sadece bundan ibaret. Sadece tek bir hatam vardı oda sevmekti.

Evet onları sevmiştim, şu iki günde gerçekten onları hem sevmiştim hemde benimsemiştim çünkü onlar benim ailemdi.
Kimse bana sevilmeyi öğretmemişti şu yaşıma kadar ben kendim öğrenmiştim. Bana yapılan her hatayı affetmiştim en sonunda da kendime olan saygımı kaybetmiştim. En acısı da şu içine sıçtığımın dünyasında sevdiğin gibi sevilemiyorsun. , Affetiğin gibide affedilemiyorsun.
Ne sevilicektim ne de şu ailenin üyesi olacaktım. Bundan sonra beni sevselerde dahi bu sefer ben onları istemicektim.
Pişman olucaklardı ama ben affetmicektim. Sıra onlardaydı ben nasıl parçalandıysam onlar da acıdan parçalanacaklardı.

YILDIZ ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin