Çığlıklar devam ediyordu, kız çığlığı gibiydi, istesemde kıpırdayamıyordum ama düşünebiliyordum. Bu kadar uzun süren bir çığlık olduğundan Crucio uyguladıklarına karar verdim, düşüncelerim sakince devam ediyordu ama korku ve adrenalinden titriyordum çünkü ses çok tanıdıktı. 'Sakin ol, Pearl... Sakin ol... Hassiktir sakin falan olamıyorum, siktir buradan bir an önce kaybolmak istiyorum!' diye düşündüm ve çığlık bir anda kesildi, elimi refleks olarak kolyeme götürdüm ve tuttum, hareket edemiyordum, nefesim dengesizdi üstelik titrememin önünü alamıyordum. Bu benim için korku değildi çok yabancı ama bir o kadar da tanıdık bir histi.
Sıkıca gözlerimi yumdum ve nefesimi tuttum.
Adım sesleri geliyordu, bana yaklaşıyordu. Kalp atışım hızlandı, hareket edemediğim için kendime sövecektim, bedenim bir şok geçiriyordu ama aklım tamamen sakindi, soğukkanlıydı. Bedenimdeki çelişki beni daha çok heyecanlandırdı ve kapı açıldı, gözümü bile açmadım ardından bir ses geldi; "Kim varmış Abraxas?" Riddle'ın sesi."Kimse yok efendim." Malfoy'un sesini duyunca şaşırdım çünkü az önce beni korumuştu.
"Emin misin, az önce kapının önünden geçen birisinin zihnini okuduğuma eminim." Dedi, o an jeton düştü ama kendimi düşünmemeye ittim.
"Kimse yok, Tom." Diyince bir adıms esi daha duydum, aynı zamanda ağlayan bir kızın sesi. Riddle'da kapının önüne geldi, tam sıçtım derken Riddle konuştu.
"Bizi her kim dinlediyse gitmiş bile." Dedi. "Dikkatli olun, bundan sonra izlenmediğinizden emin olun. Ben o piçin kim olduğunu bulana kadar." Diyerek ekledi. Ağlama sesleri tanıdıktı ama kapı kapandı. Kafam karıştı, beni nasıl göremediler? Abraxas beni korumamış direkt görmemişti, Riddle'da ama nasıl... Birşey düşünmemeye çabalarken kapının önünden bedenimi zoraki oynattım ve olabildiğince hızlıca odama koştum.
***
Ertesi gün yataktan yine aynı kabusla uyanmıştım, Morgana'yı uykusundan uyandırarak.
"Tanrı aşkına Pearl, her sbah altıma sıçarak uyanmak zorunda mıyım?!" Diyerek bağırdı. "Ortak bir yönümüz olsun işte fena mı Morgana." Dedim gülerek. "Aptalsın sen." Diye cevapladı.
"Öyle derler." Morgana göz devirdi ve yatağa geri yattı. Kalktım formamı giyinip Hogwarts'tan çıkarak Karagöl'ün önüne gittim. Aynı kütüğe oturdum ve karşımdaki manzarayı izlerken düşüncelere daldım. 'Demek Riddle Zihinefendar. Başım büyük belada, beni kolayca bulur. Nasıl hızla Zihinbender olabilirim? Uzun bir süre kendimi düşünmekten uzak tutamam, ben sürekli içinden konuşan birisiyim. Hem o çığlık kimindi? neden oraya toplanmışlardı? neden lanet uygulamıştı? Riddle okulda herkese karşı davrandığı gibi nazik değildi, herşey rol müydü? Dumbledore bana küçükken ondan uzak durmam gerektiğini söylemişti, o herşeyi biliyor mudur? Ve asıl soru, beni nasıl göremediler...?' uzun uzun düşünürken kolyemi tuttuğumu farkettim. Gözlerim kolyeme kaydı.
"Yoksa, başka bir güç daha mı?" Şaşkın şaşkın bakmaya başladım, "Kimseye bunun bir tılsım olduğunu söylemediğim için onların önünde aynı şeyi deneyerek test edemem ki..." Hızla kalktım ve kahvaltı yapmak için Hogwarts'a gittim.
Yolda giderken yapmam gereken ilk şeyin Zihinbend'i bilmem gerektiğine kanaat getirmemdi ve Büyük Salon'dan bir sandviç alıp gizlice kütüphanedeki girişi yasak bölgeye gittim. Hızla kitap aramaya başladım ve bulduğum tüm kitapları okumaya başladım, nasıl çalışacağımı ve ne yapmam gerektiğini bulmuştum ama bunlar çok uzun zaman alacağı için endişeliydim de. "Tanrım neden bu kadar aptalsın ki Pearl!" Kendi kendime sesimi yükselttim ve bir tıngırtı duydum. "Hassiktir." Bu sefer fısıldadım, okuduklarımı aklımda tuttum ve kitapları geri yerleştirdim gizlice gitmeyi umuyordum ki şansımı sikeyim, Peeves buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tılsım •Tom Marvolo Riddle•
FanfictionPearl Briella Bagshot, Grindelwald'ın küçük kuzeni. Uzun, hafif dalgalı, platin sarısı saçları, soluk teni ve buna rağmen pembe burnu, dudakları, yanakları, buz mavisi gözleri olan güzel, çekici, zeki ayrıca güçlü bir kız. Ailesine, akrabalarına, k...