Dumbledore'un ofisine ulaşrığımızda konuşmaya başladı.
"Sen... Büyük bir felaketin başlangıcına sebep oldun Pearl!" Anlamamazlıkla baktım gözlerine. "Gellert bir soykurım başlatmak üzere ve hepsi senin sayende-" derin bir nefes aldı. "Ne olur ne olmaz şansımı denemek istiyorum... Gellert'i ikna et ve bunu durdur."
"Tam olarak ne oldu?" Sordum.
"Gellert muggle doğumlu büyücüleri öldüren bir lanet geliştiriyor, onu durdurmak zorundasın."
"Benim elimden ne gelebilir ki?" Sordum, bulanıklar zerre umrumda değildi.
"Pearl...sakın-" bir süre yüzüme baktı. "Bana karanlık tarafa geçtiğini söyleme." Sırıttım, kulağa hoş geliyordu. "Merlin'in sakalı... Seni-" kaşlarını çattı. "Seni kaybettiğimize inanamıyorum! Bunu yapamazsın! Bakanlık sana bağlı!" Ağzından laf kaçırmıştı.
"Nasıl yani?"
"Ne?" Dumbledore ağzından kaçırdığı lafı tekrar beyin süzgecinden geçirdi. "Ahh Godric'in kalbi..."
"Bakanlık sana bağlı derken? Bilmediğim daha n'eler var Dumbledore? Daha bana hiçbir şey anlatmadan yardımımı mı istiyorsun?" Sordum.
"Bu...bir gizli bilgi."
"Güzel, o halde yardımıma gerek yok." Ofisten çıkmaya yöneldim ancak kapıyı açıp çıkarken Dumbledore'un ofisine geri döndüm. "N'oluyor-" Albus'a baktım. "Beni buna zorlayamazsın!" Kaşlarımı çattım.
"Sen bunca zamandır bu yüzden korunuyorsun, bu yüzden öldürülmedin, senin hayatını kurtardım ve bahanesi ancak bu olabildi! Birşey yapmak zorundasın Pearl, yaşam amacın bu." Soğukkanlılıkla söyledi.
"Bu da ne anlama geliyor baknlıkla yaptığın bir anlaşma ile mi yaşam hakkı aldığımı iddia ediyorsun? Tanrı aşkına ne dönüyor?!"
"Sana açıklamamı istiyorsan sözlerimi harfiyen yerine getirmelisin." İnanamayan gözlerle Dumbledore'a bakakaldım. Bu kadar acımasız biri olduğunu bilmiyordum. "Ancak neyin ne olduğunu öğrendikten sonra kendi kararını vermene izin vereceğim, oyüzden sabret!"
"Sen... Ne tür kirli oyunlar döndürüyorsun bilmiyorum ama bu kişiliğinin varlığını bile bilmek sana olan bütün güvenimi parçalıyor." Dedim.
"Yaşamak için tek çaren benim sözlerim." Diye ekledi Albus, bu ne anlama geliyordu? "Üzerini giyin, yarım saate burada ol...bir sonraki turnuvada burada olacağına söz veriyorum." Sözleri üzerine kafamı salladım ve binama döndüm. Odamda volta atıyordum, turnuva şuan umrumda değildi...acaba geçen sefer bakanlıkla ilgili seherbaza söylediği sözler... Tanrım... Dumbledore beni kokaylıkla Azkaban'a attırabilirdi zaten bunu henüz yapmamış olmasının sebebi de gücümün ta kendisiydi.
"İki saattir ne dolanıp duruyorsun odada?" Yatağında oturmuş kitap okuyan Dorea konuştu.
"Hayır ben sadece... Ahh boşver bunu açıklayamam. Sadece Tom'a tutnuvadan önce burada olacağımı söyle, bir süre Hogwarts'ta bulunmayacağım." Konuşurken dolabımı açtım ve kışlık giysiler çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tılsım •Tom Marvolo Riddle•
FanfictionPearl Briella Bagshot, Grindelwald'ın küçük kuzeni. Uzun, hafif dalgalı, platin sarısı saçları, soluk teni ve buna rağmen pembe burnu, dudakları, yanakları, buz mavisi gözleri olan güzel, çekici, zeki ayrıca güçlü bir kız. Ailesine, akrabalarına, k...