Sırlar

130 9 57
                                    

Dippet, Dumpledore ile konuşuyordu. Hagrid hakkında. Gizlice arkalarından takip ettim ve onları dinledim.

"Onu okuldan atamayız, onun varis olduğunu sanmıyorum Efendim."

"Bu bariz, Dumbledore. O canavarı gördük, hem bak ölümler bir anda durdu. Şüphe çekici, ona fazla güvenmemelisin. Riddle'a bulduğu için teşekkür etmeliyiz."

"Efendim-"

"Daha sonra, odamda konuşalım Dumbledore." Dedi ve önden gitti. Dumbledore fazla zeki idi, Dippet bile yanında çok saf kalmıştı. Dumbledore sanki varlığımı hissetmiş gibi arkasını döndü ama ben oradan uzaklaştım.
Dün bir türlü gidemediğim kütüphaneye döndüm ve kaçırdığım derslerime çalışmaya başladım, şu sıralar fazla tembellik etmiştim. Akşam olunca odama döndüm ve rutin olarak kalkıp hazırlandıktan sonra sabah kahvaltısı için Büyük salona çıktım. Tom'un yanına oturdum, herkes Salondaydı ve Müdür Dippet kürsüdeydi.

"N'oluyor?" Fısıldadım.

"Rubeus okuldan atıldı, canavarı bulduklarını zannediyorlar." Dedi sırıtarak, anlamış gibi kafamı salladım. Dippet konuşmaya başladı

"Üzülerek söylüyorum, maalesef ki canımızı sıkan bu duruma sebep olan öğrenciyi bulduk. Böyle değerli bir öğrencimizin bunu yaptığının düşüncesi bile çok üzücü gerçekten tüm ölümler can yakıcı biçimdeydi... Neyseki canavar ile birlikte varisi de bulduk, böylece Hogwarts her zamanki gibi eski güvenli haline döndü, korkularımızı geride bırakıp eski refah halimize döneceğimiz düşüncesi elbette hepimizi mutlu ediyor. Ancak herşeyden önce yaşanan ölümle için, herkes asasını kaldırsın lütfen... Lumos!" Asalar havalandı, ışıklar yandı. Ufak bir anma töreni gerçekleştirdik. "Bize varisi bulmakta yardımcı olan Riddle'a 'Okula özel hizmetler' ödülünü vermek istiyorum." Dedi ve salonda bir alkış koptu, yaşananlar ironikti. Tom, kürsüde nişanı takılana kadar bekledi daha sonra yanımıza döndü.

"Eh, işini temiz yaparsan, bu olur." Dedi gülerek, bizim masamız hala onu alkışlıyordu, suçlu olduğunu bilenler de dahil.

"Tom, seninle konuşmamız gerek, dünden beri peşindeyim farkındaysan." Fısıldadım.

"Önce bir sınavlar geçsin, neredeyse tüm derslerini ektin. İyice çalış." Dedi düz bir yüz ile. Göz devirdim ve kahvaltımı yapmaya devam ettim.
Daha sonrasında sınavlarıma da çalıştım ama kafa patlatmaktan çok yorulduğum için mola verdim, ortak odaya gittim. Morgana'nın Pruitt ile öpüştüğünü görünce şaşkınca onlara baktım. Görmezden gelmeye çalışarak, masaların birinden atıştırmalık aldım ve ortak odadan çıktım. Zabini bana doğru koşarak geliyordu.

"Theodore'u gördün mü, Pearl?" Ah, şu Theo'dan hoşlanan minik Slytherin'liydi bu.

"Bilmem, odasındadı herhalde ama şuan ortak salona girme bence." Dedim, Morgana'yı hatırlayaraktan.

"Oh... Peki, Pearl." Derken Natalie, arkadan Theo geldi. Bizi birlikte görünce gözleri fal taşı hibi açılmıştı, farkedince sırıttım.

"Ah, Theo'da buradaymış. Selam." Dedim göz kırparak.

"Ha-ha-ha, çok komiksin Pearl." Dedi göz devirerek. "Seni ilk defa Pearl ile konuşurken görüyorum, Natalie. N'oldu?" Dedi.

"Şey, seni arıyordum da..." Dedi minik Natalie, Theo'nun içinden küfrettiği tahmin edilebilirdi. Bende güldüm, Theo'nun kravatından tutunca şaşkınca bana baktı, Theo.

"Eh, bana nerede olduğunu sormuştu. Bulmuş gibi görünüyor." Dedim sırıtarak ve onu orada öylece bırakarak gittim, pekala kızın önünde Theo'nun kafasını karıştırarak piçlik yapmış olabilirim ama o nasıl olsa halleder diye görmezden geldim. 'Minik Natalie'de kendi yaşıtı birini bulsaymış, babane. Sübyancı Theo.' diye düşünerek kendi kendime kıkırdadım ve Kütüphaneye döndüm. Sigurdsson da kütüphanedeydi, onu görümce sevinerek yanına gittim. "Seni burada görmek çok hoş, bayağıdır konuşmuyorduk. Nasılsın?" Diye sordum, bana gülümsedi ve cevapladı.

Tılsım •Tom Marvolo Riddle•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin