•
•
Babamın valizini hazırlamasını izlerken derince iç çekip kollarımı göğsümde bağladım ve başımı hafifçe yana eğerek ona sorgular gibi bakışlar atmaya başladım. "Zaten günlerdir eve doğru düzgün geldiğin yok baba, neredeyse şirkette sabahlıyorsun. Şimdi nereden çıktı bu yurt dışına gitme işi?"
Babam, bana bir bakış attıktan sonra gözlerini kaçırıp eşyalarını toplamaya devam etti. "Bir hafta gidip geleceğim kızım." Ardından derin bir nefes alıp yanıma geldi ve yanaklarımı avuçlarının arasına alarak hafifçe gülümsedi. "Getirmemi istediğin bir şey var mı? Şu çok sevdiğin markanın yeni kolek-"
Yüzümü babamın avuçlarının arasından kurtarıp başımı iki yana salladım. "Yeterince çantam var baba ve artık yokluğunu paranla gidermeye çalışmandan gerçekten çok sıkıldım."
"Kızım ne alakası var? Ben, sen seviyorsun diye demiştim."
Ne kadar anlatsam da anlamayacağının farkına varıp derince iç çektikten sonra burukça gülümsedim. "Tamam baba, önemli değil. İyi yolculuklar sana."
Daha fazla bir şey demesine izin vermeden odama ilerleyecektim ki hiç kullanmadığımız misafir odasından annemin kısık sesini duymamla hafifçe kaşlarımı çatıp aralık duran kapının ardından bakarak kulak kabarttım.
"Erdal bugün bir haftalığına gidiyor, ben de o arada gelirim işte."
Ne hakkında konuştuğu ve kimle konuştuğu konusunda hiçbir fikrim yoktu ama bu ses tonu içimde kötü hislerin doğmasına sebep olurken biraz daha kapıya yaklaşmıştım ki arkasını dönüp beni gördüğü an yüzü sert bir hal almıştı.
Annem, telefonu direkt kapatıp yanıma geldi ve öfkeli ama sabit tuttuğu ses tonuyla konuştu. "Sen kapı mı dinliyorsun Ada?"
Yüzümü ifadesiz tutarak gözlerine baktım. "Kiminle konuşuyordun sen, nereye gideceksin?"
Onu sorgulamamın hiç hoşuna gitmediği her halinden belli olurken öfkeden resmen gözleri kızarıp burun delikleri genişlemişti.
Odadan dışarı çıkıp kapıyı sertçe çarptıktan sonra üzerime doğur birkaç adım attığında dik duruşumu hiçbir şekilde bozmadan, gözlerimi gözlerinden ayırmayarak karşısında dikilmeye devam ediyordum.
"Senin ne haddine bana hesap sormak, çizgini iyice aşıyorsun!"
"Sadece nereye gittiğini sordum?" Alayla gülerek devam ettim. "Niye bu kadar sinirlendin ki anneciğim?"
Öfkeli bir soluk verirken yanımdan çekip gitti. "Ayağımın altından çekil Ada. Vakıfla ilgili bir toplantı için, şehir dışına çıkıyorum."
Arkasından bakarken başımı aşağı yukarı salladım. "Vakıf tabi, muhakkak gitmelisin çok önemli."
O sırada babam, yatak odasından elinde valiziyle çıkıp bana bakarak gülümsedi. "Ben gidiyorum kızım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berçem | Texting
Tiểu Thuyết Chung"Denk değiliz. Sen dere kenarında açan çiçeksin, ben o gürül gürül akan derenin kendisiyim." • 053***: Ders notu falan istiyorsun herhalde ama yanlış kişiye yazdın, not yok bende Ada: Nasıl ya, sen moda tasarım dördüncü sınıflardan Efe değil misin...