"Denk değiliz. Sen dere kenarında açan çiçeksin, ben o gürül gürül akan derenin kendisiyim."
•
053***: Ders notu falan istiyorsun herhalde ama yanlış kişiye yazdın, not yok bende
Ada: Nasıl ya, sen moda tasarım dördüncü sınıflardan Efe değil misin...
Bölümde az da olsa +18 sahneler var. O sahnelerin başladığı ve bittiği yerlere işaret (•) bıraktım, okumak istemeyen direkt olarak geçebilir. 🫶🏻
•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Aradan geçen saniyelerden, dakikalardan habersiz bir şekilde sevgilimin koynunda soluklanırken gözüm hiçbir şeyi görmüyor, kulaklarım hiç kimseyi duymuyordu.
Esmer adam, belime sardığı kolunu sıkılaştırırken boynuma sıkı sıkı öpücüklerini bırakıp derin nefesler alarak kokumu içine çekiyordu.
Birbirimizde kaybolduğumuz esnada arkamızdan gelen yüksek sesleri duymazdan gelmek pek de mümkün olmamaya başlamıştı tabi.
"Bıraksana kızı artık, gel bize de 'hoş geldin' de!"
"O, Ada'yı bulmuşken sence bırakıp sana gelir mi Berke?"
"Seninki niye bıraktı seni, demek ki sevmiyor."
"Ulan beni niye karıştırıyorsun? Ben de sıkı sıkı sarıldım, daha sonra özlem gidermeye devam edeceğim!"
"Adacığım, sarılmanıza evde falan mı devam etseniz canım? Yol yorgunuyuz ya biz de hani!"
Sevgilimin boynuna sıkı sıkı sardığım kollarımı gevşeteceğim sırada hızla belime sıkı sıkı sarılıp geri çekilmemi engelledi ve öfkeyle soludu. "Yav kurban olayım, siz az öte gitsenize. Haftalar sonra kavuşmuşum, biraz doyayım ulan!"
"Sıkıntı da orada zaten keke, seni saatlerce bıraksak da doyamazsın." Yüzünü göremesem de Ahmed'in sesinden, sırıttığını anlamıştım.
Ardından da Fabio'nun sesi doldurmuştu kulaklarımı. "Lutfen rahat birakın, çocuklar çok ozlemiş!"
"Oy benim anlayışlı kocam ya!"
Baver'e son kez sıkı sıkı sarılıp boynunu öptükten sonra belimdeki ellerini biraz bile gevşetmediği için geri çekilmeden hafifçe kulağına yaklaşıp mırıldandım. "Aşkım, artık bırakman gerek. Biliyorsun değil mi?"
Derince iç çektikten sonra saçlarımın üzerine art arda birkaç öpücük bıraktı. "Bırakanı siksinler."
Bu haline kıkırdamaya başladığımda boynumdaki gerilen dudaklarından, onun da gülümsediğini anlamıştım.
Sonunda hafifçe geri çekilip kahvelerini yeşillerime sabitleyip tekrar derince iç çekti ardından da yaklaşıp alnıma derin bir öpücük bıraktı. "İyi ki geldin, iki gözüm."
O kadar derin ve içten bir şekilde söylemişti ki ben de iç çekmeden duramamıştım.
Baver, hafifçe geri çekilip ellerimizi birleştirdikten sonra beni de kendiyle sürükleyerek nihayet bizimkilerle de tek tek selamlaşabilmişti.
