Yağmur Ada Soylu'nun anlatımıyla
Güneş'in nefes seslerini duymamla rahatlayıp yataktan kalktım. O çok rahat uykuya dalabilen biri olsa da ben kolay kolay başımı yastığa yaslayamazdım. Hele o rüyadan sonra hiç...
Masadaki çalar saati kontrol ettiğimde henüz sabahın 6'sı olduğunu gördüm.
Okulun son günü olsa da ter kokan bedenimle asla oraya gidemezdim. Çoğunlukla dağınık biriydim ama temizlik konusunda bir hayli titizdim.
Küçük odamızdaki 4 kapaklı dolabın bana ait olan kısmından 2 havlu çıkardıktan sonra banyoya doğru ilerledim.
Şanslıydık ki yetimhanedeki odaların çoğunda banyo bulunuyordu.
Banyoya girip havlularımı kapının arkasına astıktan sonra kendimi ılık suyun altına bıraktım. Suyun bedenimden yayılışı biraz olsun ferahlamamı sağlamıştı.
Sırtımı duvara yaslayıp gözlerimi kapattığımda rüyanın kırıntıları yeniden gözümün önünde canlandı.
Sanki geçmişte kalmış puslu bir hatıra gibiydi yaşadıklarım. Oysa sadece 5 yaşlarımdaydım o zamanlar.
Eğer sonsuza dek o yaşlarda kalacak olsaydım bir gün ailemin gelip beni alacağını da düşünürdüm ama zaman su gibi akıp geçmişti işte ve kimse beni almaya gelmedi.
Buraya geldiğim zamanları az çok hatırlıyorum. Biri benimle arkadaş olmak istese bir ailem olduğunu, burada kalıcı olmadığımı söylüyordum.
Çok bir şey yemez, kaldığım odadan kolay kolay çıkmazdım. En sonunda Sevim hanım benim bu hallerimden sıkılmış olmalı ki beni kucağına alıp oyun odasına götürmüş, o zaman yurda yeni gelen Güneş'le tanıştırmıştı
O kadının benim için yeri çok ayrıydı. Buraya geldiğimden beri benimle ilgilenmiş, bir çok konuda yardım etmişti. Buradaki İlk derttaşım, sırdaşımdı.
Aslında sadece benim değil, kimsesiz kalmış onlarca bedenin de aynı şekilde...
Başımı iki yana sallayarak düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım.
Kapının arkasındaki iki havluyu alıp üstüme geçirdikten sonra banyodan çıktım. Uyanmış ve üstüne kıyafetlerini giymiş olan arkadaşımı görünce banyoda düşündüğümden daha uzun bir süre kaldığını fark ettim.
"Sıhâtler olsun" sesi fazla heyecanlı geliyordu.
"Sağol" havlulardan kurtulup üstüme kıyafetlerimi giyindim "Hayrola? Neşeli gibisin"
Kocaman gülümsedi "yaz tatiline giriyoruz kızım yaz tatiline! Nasıl mutlu olmam ki?"
Onun bu haline güldüm. Okula olan nefreti tehlikeli bir seviyedeydi. Bir gün okulu yakmasından korkuyordum.
Şu liseyi sağ salim bitireydik de
Dün gece ördüğü saçlarını teker teker açarak eline aldığı eski tarakla adı gibi güneşi andıran sarı saçlarını tarayarak saçına dalgalı bir hava verdi
"Bitti" dedi ve tarağı bana uzattı. Bakışlarını kısa bir an saçlarımda gezdirdikten sonra "Saç kurutma makinesi dün kimdeydi?" diye sordu.
Dudağını bilmiyorum dercesine büzüp omuz silktim.
İmkanlarımız kısıtlı olduğu için çoğu şeyi yurttaki diğer kızlarla dönüşümlü olarak kullanırdık.
Bezgin bir nefes aldı. "Neyseki hava sıcak"
"Neyseki" tarakla saçımı taradım. Şimdiden hamur gibi kabarmaya başladığını fark edince gözlerimi devirdim.
"Saçını at kuyruğu yapsan iyi olur" dedi arkadaşım bilmiş bir tavırla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ
Teen FictionKüçük kız, elindeki papatyaya konan kelebeğe kocaman olmuş gözlerle baktı. "Anne bak keyebek" İçten bir şekilde gülümsedi genç kadın. Parkın az ilerisindeki banklardan birine oturmuştu. kelebeğin konduğu yerden uçmasıyla kaşları çatıldı küçük kızın...