Her zamanki gibi bir okul günüydü. Hocalar okulun son günü olduğunu umursamadan ders işlemişlerdi.
Ardından da karneleri ellerimize tutuşturup bizi okuldan adeta paketlemişlerdi.
"Görüşürüz" dedim sınıftaki birkaç arkadaşıma el sallayarak
Güneş ile aynı sınıfta değildik
Okuldaki tek arkadaşım Güneş değildi elbette. İlkokul ve ortaokul zamanlarında öksüz olduğum için sürekli dışlanmış olsam da lisede her şey daha farklı gelişmişti. İnsanlarda arkadaşlıklar da daha sahiciydi.
Biz Güneş'le yurdun yolunu tutarken aynı zamanda onun mızmızlanmalarını dinlemek zorunda kaldım çünkü arkadaşım ilk defa teşekkür almıştı ve biraz üzgün sayılırdı.
Biraz derken kastettiğim şey sürekli Kimya öğretmenine küfür etmesiydi
"O şirret bilerek bu notu verdi bana. Senenin başından beri bana takık zaten. Ya ama Ada şuna bakar mısın ya! Resmen takdir 3 puanla kaybetmişim."
Bir yandan öğretmenimize çemkirmekle meşgulken bir yandan elindeki karneyi gözüme sokmaya çalışıyordu.
Yağmur çiselemeye başlamıştı. Onun da kolundan tutup koşmaya başladım. Ona kalsa bütün gün yağmurun altında kimya hocasını çekiştirebilirdi ama ben tatilimi hasta yatağımda geçirmek istemiyordum.
Yurda girdiğimiz an canım arkadaşım sarı saçlarını bez sıkar gibi sıktı. Onun bu haline güldüm.
Yani tamam, belki ben taktir aldığım için onun yanında biraz böbürlenmiş olabilirdim.
Bu onu birazcık sinir etmişti
"Ada" Sevim Hanım'ı görmemizle ikimizin de adımları durdu
"Efendim Sevim Hanım"
Elindeki zarfı bana uzattı. Kaşları hafif çatılmıştı "Sana gelmiş?"
Güneş'le şaşkınca birbirimize baktık
"Bana mı? Emin misiniz?"
Tereddütle başını salladı.
Güneş merakla baktı kağıda "okusana"
Sevim Hanım gergince Güneş'e baktı
"Güneş, canım sen odana git hadi. Ada da gelecek birazdan"
Arkadaşımın kaşları çatılırken ben o mektubun kimden geldiğini anlamaya çalışıyordum.
Allah aşkına kim bana niye mektup gönderir ki!
"Neden!"
"Güneş lütfen"
Sevim Hanım'ın kararlı duruşu Güneş'i yıldırmış olacak ki omuzları düştü.
Bana sonra konuşuruz bakışı attıktan sonra yanımızdan ayrıldı.
"Gel odama geçelim" tedirgince başımı salladım. Kafam gerçekten çok karışmıştı
Sevim Hanım'ın odası gerçekten güzel döşenmişti. Zevkli bir kadın olduğu inkar edilemez bir gerçekti.
"Siz... Okudunuz mu?"
"Buradaki çocuklara gelen mektupları önce biz okuruz. Malum kendine eğlence arayan insanlar saçma sapan şeyler yazıp gönderebiliyorlar ne yazık ki"
Kederle başımı salladım. İnsanların yetimlere ne kadar acımasız olabileceklerini biliyordum
"Okuyayım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ
Teen FictionKüçük kız, elindeki papatyaya konan kelebeğe kocaman olmuş gözlerle baktı. "Anne bak keyebek" İçten bir şekilde gülümsedi genç kadın. Parkın az ilerisindeki banklardan birine oturmuştu. kelebeğin konduğu yerden uçmasıyla kaşları çatıldı küçük kızın...