6🦋

2.8K 156 29
                                    

Arabanın ani fren yapmasıyla bedenin öne doğru savruldu. Bakışlarımı yanımdaki ihtiyara çevirdiğimde dehşetle bana baktığını gördüm.

"Ne dedin sen!"

"Ne demişim?"

Söylemese miydim acaba?

"Tamam" dedi derin bir nefes alarak. Fazlasıyla bozguna uğramış gibiydi.

"Sakinim"

Emin misin?

"Sen Ufuk'un kızı olamazsın! Onun sadece bir kızı oldu ve o da seneler önce vefat etti"

Heh! Afferin Yağmur Ada, anlat bakalım anlatabiliyorsan

"Bakın" duruşumu dikleştirdim ve çantamdan çıkarttığım mektubu ihtiyara uzattım.

Okudu. Tekrar tekrar tekrar okudu. Kelimenin tam anlamıyla dumura uğramıştı. Fotoğrafa baktı. Bakışları buğulanırken "bu senin çocukluğun mu?"

"Evet"

Kravatını gevşetti "DNA testi yapılacak"

Başımı salladım. Bu sayede ben de tam olarak emin olurdum. Arabayı çalıştırdı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Hastaneye, ardından da evime, seni sokakta bırakacak değilim"

Omuz silktim. Direksyondaki elleri titriyordu.

Adam öldüğünü sanıyordu Yağmur, normal değil mi sence? Az bile tepki verdi. Ben olsam kalpten giderdim

Bana çok inanmamış gibi geldi ama neyse

Bir süre sonra özel bir hastanenin önüne geldik. Soylu'lara aitti galiba

Bizi hastane kapısında bir adam karşıladı "hoşgeldiniz Ethem Bey"

Ethem bey başıyla selam verdi. "DNA testi yaptıracağız Cevdet"

Adının Cevdet olduğunu öğrendiğim ve hala vasfının ne olduğunu bilmediğim adamın bakışlarında merak hayat buldu. "Peki efendim, benimle gelin"

Adam sürekli konuşuyor, yapmacık yapmacık gülümsüyordu. Buranın müdürü olduğunu öğrenmiştim.

...

"Küçük hanım daha iğneyi sokmadım bile! Nasıl acımış olabilir?!"

"Acıdı işte!"

İhtiyara baktım. Düşünceli bir ifadeyle bakıyordu bana.

Tekrar doktora döndüm "doktor abi bak nolur" dedim kedi gibi bir sesle. "Dna testinin başka bir yolu yok mu, saç teli falan?"

"Doktor tamam, saç teliyle yapalım testi" ağzına sağlık be ihtiyar!

"Tamam, saç teli örneklerini laboratuvara bırakırsınız o zaman" Ethem beye bakarak "sonuçlar bu sabah çıkar Ethem Bey, başka bir şey var mıydı?"

"Hayır, sabah almaya gelirim" saat 4 olmuştu

Beraber hastaneden çıktık. Hiç konuşmuyordu, o konuşmadığı için ben de susuyordum

"Ufuklara ne zaman söyleyeceksin?" Sanki sonuçlar pozitifmiş gibi konuşmuştu

" Hiçbir şey kesin değil"

"Öyle, çocukken de iğneden deli gibi korkardın. Sadece o değil; bazı tavırların, hareketlerin... Ben eminim Yağmur"

İnkar etmek istedim ama sorun şu ki, ben de emindim...

"Ufuk Beye söyleyecek misiniz?" Sesim temkinliydi

"Bilmeli"

"İstemiyorum!"

KAYBOLMUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin