15🦋

965 122 89
                                    

Sınırın dolmasına daha vardı (1 oy), yine de attım🤙🏻🦸🏻‍♀️ jdidjdiejeoejejhe

Oy sınırımız: 110
Yorum sınırımız: 70

İyi okumalar:)

Araba malikaneye yaklaşınca duvarların arasındaki demir kapının kanatları bizim için açıldı. Ufuk Bey arabayı içeri sokup anahtarı bir korumaya verdi.

Ben de kapıyı açıp dışarı çıktım. Şimdi tam olarak nasıl davranmam gerekiyor?

Üstelik daha Miraç, Bulut ve Atlas bilmiyor bile!

Yanıma yaklaşan Masal Hanım gerginliğimi hissetmiş gibi kolunu belime dolayıp tebessüm etti.

Korumalar bile bana bakıyordu ve bu çok rahatsız ediciydi. Ne kadar devam edecek bu?

"İşinizin başına dönmeniz için 5 saniyeniz var" Ediz abi sert bir sesle çalışanları uyardığında hepsi hızla gözlerini benden çekti.

Ona bakıp minnetle gülümsedim. Rahatsız olduğumu anlamıştı

Ben kapıyı hizmetçilerden birinin açmasını beklerken Bulut açtı. Hemen arkasında ise Miraç ve Atlas vardı.

"Anne, baba! Noldu?" Atlas'ın sesi fazlasıyla endişeli çıkmıştı. Gözleri hafif kızarmıştı. Çocuğun da doğum günü mahvoldu.

"Masal Hanım, ben... Ben dinleneceğim. Çok yorgunum" Şuan ayakta durmakta bile zorlanıyordum

"Tamam güzelim, hadi git sen"

"Hop, hop, hop" Miraç abi gözlerini büyütüp önüme geçti "Neler olduğunu anlatmadan nereye gidiyorsun?"

Elimle önüme gelen bir tutam saçı arkaya attım "Annen ve baban anlatır."

Bulut soru dolu gözlerini Ediz abiye dikti "Abi neler oldu? Bir şey öğrendiniz mi? O ses ne saçmaladı öyle!"

Miraç'ın yanından geçip tekrar durdurulmadan yukarı çıktım ve odaya girdim. Üstümdeki tulumu bile çıkarmadan yorgun bedenimi yumuşacık yatağa bıraktım.

***

Odamdan çıkarken görünmemek için ekstra bir çaba gösteriyordum. Zaten kahvaltıya inmiyor musun sanki salak?

Sabah Ufuk Bey beni uyandırmış, kahvaltıya çağırmıştı. Gözlerindeki şefkati hatırlamak iliklerime kadar ürpermeme sebep oldu. Üstelik çıkmadan önce saçlarımı da öpmüştü. Hiç babam olmamıştı ki benim. Hayallerimde bile annem yurttan alıyordu beni, babam değil.

Kadın sanki beni tek başına yaptı anasını satayım!

Yavaş yavaş aşağı inerken Atlas hariç herkesin sofrada olduğunu gördüm. O neredeydi?

"Hâlâ inanamıyorum, " Ayaz abinin mırıldanmasıyla yanlarına gitmek yerine duvarın arkasına geçip onları dinlemeye başladım. Miraç bana casus demekte çok haklı

"Sanki rüya gibi" Miraç hızla başını kaldırdı "Neden hâlâ gelmedi!"

"Sakin ol" diyen Masal Hanım'ın sesi durgundu "Eminim onun için de kolay değildir"

"Kesin emin miyiz?" Bulut'un sesi titremişti.

"Evet! Babamla konuştum" İhtiyar ne anlatmıştı?

"Ne zamandır biliyorsun?" Ayaz abinin bu soruyu kime sorduğu belliydi.

"Birkaç gündür"

"Birkaç gündür?" Ufuk Bey'in sesi yükseldi "Aras sen bizden böyle bir şeyi nasıl saklarsın? Basit bir şey mi lan bu!"

KAYBOLMUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin