13

263 5 4
                                    

Gözlerimi hastane odasında açtığımda tanıdık bir ses duydum. Hayır bu Volkan'ın sesine benzemiyordu. Gözlerim ışığa alışınca yanımda 3 pisliğin olduğunu fark ettim. Şok. Kelimenin tam anlamıyla şok oldum. Onlar nasıl bur da olabiliyorlar aklım almıyor. "B-Berk..."

Berk kafasını kaldırıp bana baktığında heycandan hemen ayağa fırladı. "Doğa iyi görünüyorsun. Efe doktoru çağır hemen!" Heycanlı ve telaşlıydı. Çok korkuyordu. Beni kaybetmekten korkuyordu. "Seni çok merak ettik. Bilinmeyen bir numaradan senin bu hastanede olduğnu söylediklerinde hemen babama haber verip geldik." Yutkundum. Babası dediği kişi benim biyolojik babamdı. Demek ki bunu bilmiyordu da...

"Bizi çok korkuttun be Doğa." Emre'nin iç çekişiyle buruk bir tebessümle ona baktım. "Ama bişeyim yok. İyiy-" daha sözümü bitirmeden içeri doktor girince susmak zorunda kaldım.

"Uyanmışsın Doğa. Bir bakalım, tahlil sonuçların temiz çıkmış. Ufak bir beyin sarsıntısı geçirmişsin. Ama anlık olduğu için şuan gayet iyisin taburcu olabilirsiniz." Tebessüm ettim. "Çok teşekkürler doktor Bey." 

"Abi ben gidip taburcu işlemlerini ayarlayım sizde hazırlanın." Hepimizden onaylayan mırıltılar alan Emre odadan çıktıktan sonra Berk'in yardımıyla yataktan kalktım. Serumum bittiği için geldiğinde doktor çıkarmıştı zaten. Berk omuzlarıma montu koyduğunda soran gözlerle ona baktım. "Üşüme diye , güzelim."

Güzelim...

Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde hafifçe güldüğünü duydum. "Sen utandın mı?" Ah hayır. Kızım Doğa anlıycak senin de ondan hoşlandığını! Aman anlarsa anlasın zaten o da benden hoşlanıyor. Acaba teklifini kabul mü etsem? Ay heycan yaptım şuan! 

"Orda mısın, Doğa?" Benimle dalga geçen Efe'ye bakıp yüzümü buruşturdum. "Sence süper zeka?" dediğimde kahkaha attı. "Hala formunda olduğuna göre artık çıkalım çünkü burda aşk kokusu alıyorum ve aranızda sap kalmak istemiyorum!" Efe'nin küçük isyanı ikimizi de kahkaha atarken Emre yanımıza geldi. "Sap değilsin aşkım. Ben varım." Berk ve ben gülmekten yıkıldığımızda Efe ona hayran gibi baktı. "Ah bebeğim." elini Emre'nin dudaklarına koyup öpüyomuş gibi yaparken biz yıkılmıştık. Emre, Efe'den zor ayrıldığında "Geri zekalı siktir git gay sancaklar. Bir daha şakayı ilerletirsen gebertirim seni!" diye onu azarladığında Efe kahkaha attı. "Biz de "Karantina"daki Burak ve Mert olsak ya bebeğim." Emre sabır çekerek Efeye baktı.

"5 saniyen var." 

"Ne için?"

"5.."

Ve Emre Efe'ye doğru koşmaya başladığında Efe gülerek arabaya doğru koşmaya başladı. Bizde arkalarından kıkırdayarak geliyorduk. Arabaya geldiğimizde Efe'nin burnunda peçete vardı ama Efe hala gülüyordu. Emre ise biraz sakinleşmişe benziyordu. "Son yumrukta az kalsın bayılıyordum." İsyan eden Efe'ye bakıp göz devirdim. "E sende hak etti ama Efe. Hiç isyan etme." Emre beni gözleri ile işaret ederek Efe'ye baktığında Efe başını salladı. "Biraz..."

"Hadi eve gidiyoruz. Doğa sende benim evde kalıcaksın itiraz istemiyorum." Zaten itiraz etmiycektim! Başımı salladığımda tatmin olmuş gibi bana baktı.

 Berk'in evine gitmeden önce Efe ve Emre'yi de evlerine bıraktık. Arabada yanlız kaldığımızda bir sessizlik oldu. Eve gidene kadar sessizliği ikimizde bozmadık. 

Arabayla villalarının bahçesine girdiğimizde Berk ile birlikte arabadan indik. Berk bir çalışana arabanın anahtarını verdikten sonra yanıma ve geldi ve hiç beklemediğim bişey yaptı. Elimi tuttu... Yutkunduğumda kendinden emin bir şekilde elimi daha sıkı tuttu ve birlikte içeri girdik.

Evin hizmetçisi yanımıza geldi. "Efendim babanız evde değil. Akşam saat 6 gibi geliceğini söyledi." Bizi bilgilendirip gittikten sonra Berk, elini elimden çekti ve kolunu omzuma atarak. "Hadi odama geçelim." Yanaklarım kızardı çünkü kolu omzumdaydı. 

Odasına girdiğimizde armut koltuklara oturduk. "Ne izlemek istersen?" dediğinde düşünür gibi yaptım. "Gözyaşı Ustası'nı izleyelim." dediğimde dudağının bir kenarı kıvrıldı. "Olur..."

Ve izlemeye başladık...



Yeni HayatWhere stories live. Discover now