15

243 8 11
                                    

Hastaneden çıktığımızda dördümüzde bir eve gittik. Ev dubleksti ve yanlış anlamadıysam bu ev onların özel mekanıymış(!) Ev baya büyüktü. Berk'in evi kadar olmasa da gene de büyüktü. Yukarıda 4 oda vardı. Onlar 3 odada kendileri kalıyolarmış ama diğer oda boşmuş ve artık benimmiş. En azından bir odam olmuş oldu. Gene! Volkan'a da aramızda yeni bir isim bulduk. Olayın traji komikliği sebebiyle ona artık "Volki Tolki." diyoruz! Hem komikti hem de yaşadığımız artık onca olay mı diyim yoksa ufak tefen artçı depremlerden ötürü mü diyim bilemedim ama gene biz bu ismi koyduk ona. Bence güzel...

Evde L koltukta oturmuş televizyon izliyorduk. Hayatımız deyişmişti. Daha düne kadar okulda yeniydim neler atlattım neler! Televizyonda Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme izliyorduk. Ciddi ciddi bu televizyon programını büyük bir ciddiyetle izliyorduk. Diyecek bişey bulamıyorum...

"Ben su içip gelicem." Koltuktan kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Bir bardak su doldururken telefonum çaldı. "Allah Allah kim bu şimdi?" Allah aşkına kim bu şimdi?! Daha yeni yeni günü atlatabilmişken kimdi bu şimdi. Gözlerimi devirerek telefonu açtım.

"Alo..."

"Kızım, nerdesin? İyi misin güzel kızım?" daha fazla dayanamadım.

"Siktir git!" diye bağırdım ve telefonu yüzüne kapattım. Hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biriydi. Neyse ki 3 pislik bunu duymamıştı çünkü oturma odası ve mutfak uzaktı. Suyu bir dikişte içtikten sonra derin bir nefes alarak içeri gittim.

"Yatalım artık hava karardı." Hepsinden onaylayan homurtular çıkınca hepimiz yukarı çıktık. "Abi benim çok uykum var ya." Efe'ye bakıp göz devirdim ve çok mantıklı bişey söyledim. "E yat o zaman Efe." dediğimde Emre de bana katıldı. "Evet hadi ben seni odana kadar geçiriyim." Odası hemen yanımızdaydı ama Emre gene de onu gerçekten odasına kadar geçirmek için Efe ile birlikte gitti!

Berk bana odamı göstermek için benimle geldi. Benim odam Berk'in odasının hemen yanındaydı. İçeri girdiğimizde odayı incelemeye başladım. Oda sadece ve şıktı. Genelde koyu renklerin hakim olduğu oda bana göre fazla renksizdi ama şuan ki durumumla ilişkiliydi de. Berk'e döndüm. 

"Teşekkür ederim." dediğimde tebessüm etti.

"Bu benim görevim ve sen yanımda olduğun sürece görevim olucak." Bana doğru yaklaştı ve fısıltıyla "İzninle yarım kalan işimi tamamlamak istiyorum." dedi ve demesiyle öpmesi bir oldu. Parmak uçlarımla yükselerek ona karşılık verdim. Beni tutkuyla öpüyordu. Sonra alnını alnıma yasladı ve derin bir nefes aldı.

"İyi uykular hayatım. Rüyalarında beni gör." Bu söz beni hafif güldürmüştü. "Tamam. Sende beni gör." dediğimde dudağının kenarı kıvrıldı. "Tabi ki. Eğer burda daha fazla kalırsam çok kötü şeyler olabilir." onu biraz ittim ve kıkırdayarak "Başka bir gün belki!" dedim ve kapıyı yüzüne kapattım. İsyanlarına kulaklarımı tıkamam ne hoş...

Hemen üstümü değiştirdim. Burda kız erkek eşyaları vardı. Pembe çiçekli pijemalarımla yatağa yattım ve derin bir nefes aldım. 

"Allah'ım lütfen rüyamda Berk'i göreyim..." 


Yeni HayatWhere stories live. Discover now