Uyandığım da başka bir yerdeydim ve başka bir yatakta yatıyordum. Ah gene mi kaçırıldım. Bu iki etti ama ya! Odanın kapısı açıldı ve içeri Volkan girdi gene... Bakın fark ettiyseniz gene diyorum çünkü bıktım artık. "Gene ne zırvalıycan?" Artık ona tamülüm kalmamıştı.
"Bir değişiklik görüyor musun?" tebessüm ederek sorduğu soruya kaşlarımı çattım ve oda da gezinmeye başladım. Oda da bir terslik yoktu.
"Ne değişikliği be? Gene neler zırvalıyosun?!" diye bağırdığımda sırıtarak koca kafasıyla camı gösterdi. "Camdan dışarı bak." sinirle baktığımda dona kaldım...
Dışarıda normal bir manzara olması gerekirken İngiltere'deki Tower Bridge yapıtını gördüm. Şoktan şoka girerken sinirle Volkan'a döndüm. "Burası neresi be adam! Sen beni uykumda kaçırdın mı? Hem de başka bir ülkeye!" öfkeyle söylediklerim onda bir etki yaratmamıştı.
"Yakında alışırsın güzel kızım. Ama ilk önce sen bu şoku atlat nede olsa burda yaşıycaz artık." güldükten sonra odadan çıktı ve odanın kapısını kapatıp kilitledi.
Bacaklarım artık bedenimi kaldıramaz hala geldiğinde dizlerimin üstüne yığıldım. Gözlerim dolmuştu. Bendeni aslında kaçırmıştı ama bu ruh hastası kaçırmadım diye inkar ediyordu!
Beni kurtarma umutlarımda suya düşmüştü. Beni burda asla bulamazlardı. Volkan yaptı gene yapıcağını. Benim anlamadığım ben buraya kadar nasıl uyudum? Muhtemelen uyumamışımdır, beni aldıklarında bayıltmışlardır kesin!
Kendimi biraz olsun iyi hissettiğimde kalktım ve üstümü değiştirdim. Altıma siyah bir eşofman, üstümede siyah bir sweatshirt giydim ve şapkayı başıma çekerek bir ruh gibi yatağa doğru ilerledim. Yatağa yattım ve yorganı kafama kadar çektim.
Şimdi Efe olsaydı bu halime çok gülerdi... Diye düşünmeden edemedim. Onları seviyordum çünkü gerçek ailemden bile daha yakınlardı bana. Özellikle de Berk... Onu düşündükçe midemde kelebekler uçuşuyor ve sebepsiz yere mutlu oluyorum. Ya da mutlu olmamın bir sebebi vardır.
4 gün sonra
Gözlerimi araladığımda aynı manzara ile karşılaştım, duvarla! Şu 4 günde sürekli uyanıyor boş boş etrafa bakındıktan sonra mayışıp gene uyuyordum. Hiç bişey yememiştim sadece arada bir komodinimdeki suyu içtim o kadar. Volkanı aklımca böyle protesto ediyordum işte!
Çok saçma bir protesto şekliydi ama en azından sürekli ağlamaktan iyidir. Evet gözlerimin altı çökmüştü ağlamaktan. Bitik bir haldeydim...
Bu sürede Volki Tolki sürekli odama geldi benle konuşmaya çalıştı ama inatla konuşmuyordum. Bu davranışım onu kahrediyordu bunu görebiliyordum ama umrumda da değildi. Bu böyle devam ederse hastalanıcaktım ama hastalığı pek iplediğim söylenemez.
Sadece onu istiyordum...
Onu...
YOU ARE READING
Yeni Hayat
RomanceOkulun ilk günüydü. Kim bilebilir sessiz bir kıza populer bir çocuğun aşık olucağı. O sessiz kız ben oluyorum Doğa... Ve o çocuk Berk... Lütfen diğer hikayelerime de bakın :)