Günler sonra ilk defa deliksiz bir uyku çektim. Artık ne kadar derin uyumuşsan rüyamı hatırlamıyordum. Güneş camdan vururken aklıma gene o adam geldi. "Güneş'ti ismin ve her yerde öyle geçiyordu..." Sıkıntıyla nefesimi bıraktım ve yataktan çıktım. Aşağıdan çok yüksek bir müziğin sesi geliyordu. Terliklerimi giyip odadan çıktığımda sesi daha doğrusu müziği duymaya başladım.
"Brandayı muşambayı yırttılar,
Limon gibi kızım seni sıktılar,
Portakal gibi soydular,
Kağıt gibi yırttılar!..."
Gülmeye başladım. Sabah sabah nerden buluyolardı bu enerjiyi anlamış değildim. Banyoya gittiğimde müzik sesi gelmeye devam ediyordu. İşin garip yanıysa aynı şarkıyı başa sararak dinlemeleriydi. Banyoda işimi hallettikten sonra odama geri döndüm ve üstümü değiştirdim. Bol bir eşoltman ve tişört giydikten sonra merdivenlerden aşağı inerek mutfağa gittim.
Mutfak kapısından onları çaktırmadan izlemeye başladım.
"Carttttttt curt.
Carttttt curt.
Yırt onu yırt yırt.
Cart curt.
Cart curt...."
Onları izlediğimi dahi görmiycek kadar kendilerinden geçmiş bir şekilde hem kahvaltı hazırlayıp hemde şarkı dinliyolardı 3'de! Gülmeye başladım ama hala beni görmediler...
"Benim kocam makas atar,
Kağıt gibi seni yırtar,
Yırtığını görmesin kardaşlarım,
Acil dikiş hemen atar..."
Kahkahalarımı engel olamazken sonunda fark edildim. Beni ilk fark eden Emre oldu. "Rezil olduk. Kapatın şarkıyı!" diye bağırdı ve şarkıyı kapattı. Berk ve Efe ilk başta anlamadı ama sonra beni gördüklerinde yutkundular. "Bizi bu halde ne gördün nede duydun." Efe sakince söylediğiyle gülmekten ölücektim! Ben kendimden geçmiş bir şekilde kahkahalara boğulurken Berk'te beni izliyordu...
Zor sakinleştiğimde "Bu görüntüyü asla unutmuycam." dedim. Emre ve Efe küfürler savururken az önceki olay hiç yaşanmamış gibi Berk yanıma geldi ve yanağıma hafif bir öpücük kondurarak "Günaydın hayatım..." dediğinde tebessüm ederek ona baktım. "Günaydın."
Kahvaltıyı çoktan hazırladıkları için oturup kahvaltımızı etmeye başladık. "Cart curt açmak nerden çıktı." dedim gülerek. Efe ağzındaki yemeği yutarak cevap verdi. "Ben bir anda açtım ve hepimiz havaya girdik. Arada bize böyle geliyor ama geçiyor." Sanki normal gibi anlatması beni öldürecekti! Kahvaltının geri kalanında havadan sudan konuştuk. Ama gerçekten havadan sudan konuştuk! Çok saçma konulardı ama gene de konuştuk.
Kahvaltıdan sonra hepimiz L koltuğa oturarak sabah programı izlemeye başladık. "Abi Müge Anlı açsana." Emre dediğiyle kıkırdayarak Berk'e baktım. Berk ters ters Emre'ye baktı. "Erkek adam Müge Anlı izlemez." Berk'in bu dediğine göz devirdim. Klasik sözlerden biri "Erkek adam... yapmaz." Çok saçma.
"Ben izlerim valla abi aç ya." Efe de ısrar edince Berk sıkıntıyla nefes verdi. "Tama akşamüstü açalım yeni bölümünü de izleriz." ikisinden de onaylayan mırıltılar gelince gene pür dikkat televizyon izlemeye devam ettik.
Yapacağımız bişey yoktu. Hayatımız normal ilerlemeye başladığı nadir anlardan biriydi. Tahtaya tıklatalım da başımıza bişey gelmesin...
YOU ARE READING
Yeni Hayat
RomanceOkulun ilk günüydü. Kim bilebilir sessiz bir kıza populer bir çocuğun aşık olucağı. O sessiz kız ben oluyorum Doğa... Ve o çocuk Berk... Lütfen diğer hikayelerime de bakın :)