Berk
Esneyerek uyandığım da bir terslik olduğunu fark ettim. Doğa yoktu! Bu nasıl olur? Az önce buradaydı şimdi nereye gitti bu kız? Aceleyle kalktım ve bütün odaları gezdim ama yoktu. Korkum yavaş yavaş sinire dönüşünce bunu kimin yaptığını anlamam zor olmadı. Tabiki de bunu yapan Volkan'dı. Buraya sessizce girip Doğa'yı kaçırıcak kadar aklını yitirmişti. Psikolojik sorunları mı vardı yoksa kızını mı istiyordu bilemiyorum ama akla daha yatkın gelen şey psikolojik sorunları olmasıydı. Normal bir insan kızını sıkmadan kendine alıştırmaya başlar ama bu adam onu kaçırarak ona zorla baba demesini istiyordu. İşte böyle bir kaçıktı Volkan...
Hemen Emre ve Efe'yi uyandırdım. "Kalkın hadi, Doğa kaçırılmış siz hala uyuyorsunuz!" bağırdığım için homurdanarak kalkmak zorunda kalmışları. "Abi gene mi ya." Evet bunu Efe demişti. Sinirle ona öyle bir bakış attım ki somurtarak susmak zorunda kaldı.
Tam Emre konuşucakken kapı çaldı. "Lütfen Doğa olsun." yalvararak kapıyı açtığımda onun olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı.
"Berk Kaya siz misiniz?" Kapıdaki takım elbiseli adamlara anlamsızca baktım. "Kim soruyor?" O an dışarıdaki arabalardan biri indi. O da takım elbiseliydi fakat diğer adamlardan konumu yüksek gibi duruyordu ve hayır bu Volkan değildi...
Benim gibi kahverengi saçlarına biraz beyazlıklar vardı. Takım elbisesinin içinden onun bir iş adamı olduğunu anlaşılıyordu. Yeni fark ettiğim şeyler yüzünden afalladım. Göz renklerimizde aynıydı. "Ben soruyorum. Aran Kartal senin babanım..."
O an tarifi edilemez duygular yaşamaya başladım. Gerçek babam karşımda duruyordu. Bana özlemle bakıyordu. "Oğlum..." diyerek bir adım attığımda aynı şekilde bende arkaya bir adım attım. Bu davranışım onu üzse de gizlemeye çalıştı.
"Konuşmamız gereken çok şey var." sesindeki o özlemi iliklerime kadar işlerken ne yapıcağımı bilemedim. "Buyrun geçin." Emre hemen kapıda belirip onları içeri davet ederken Efe de beni oturma odasına çekiştirdi.
Yarım saat sonra hepimiz oturma odasında oturmuştuk. İlk baş kimse konuşmadı. Aran Kartal'ın doğru kelimeleri seçmekte zorlandığını fark ettim. Sanki başlıycak ama nerden başlıycan bilemiyordu.
"Sen kimsin, öyle babam olduğunu söyleyerek burada karşımda dikilme bana neden geldiğini söyle." ilk adımı birinin atması gerekiyordu ve bende attım.
Derin bir nefes aldı. "Ben Aran Kartal." dedi "Senin babanım. Evet inanmıyor olabilirsin ama gerçek bu. Sen doğarken annen..." devamını getirmek için biraz bekledi. "Vefat etti. Bende hayatımı sana adadım ama sen bir gün kaçırıldın. O an dünyam başıma yıkıldı. Sevdiğim kadından kalan tek hatıramda kaybolması beni derinden sarstı." Ne yani annem ben doğarken ölmüş müydü?
"Seni çok aradım ama bulamadım ta ki seni düşmanımın yetiştirdiğinin haberini alana kadar. Onun sana ne anlattığını bilmiyorum ama anlattıkları ile beynini yıkadığı kesin. Çünkü o psikolojik sorunlar yaşayan biri ona güven olmadığını ben bizzat öğrendim."
"Eskiden en yakın arkadaştık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi ta ki bana ihanet edene kadar... Şirkettin bilgilerini sızdırdığını öğrenene kadar. Bu durum da benden daha çok tepki gösterdi o zamandan beridir düşmanız. Aslında anlamam gerekirdi çünkü ondan daha başarılıydım ve daha saygın bir konumdaydım fakat en yakın arkadaşımın bana böyle bir ihanet edeceğini tahmin etmemiştim." Kravatının boyun kısmını çekiştirerek biraz gevşettikten sonra devam etti beni sarsan sözlerine...
"Seni de o kaçırmış. İlk önce seni yurtta vermiş ve ardında yurttan sahiplenmiş. Beni sana nasıl anlattı bilmiyorum ama gerçek bu..." dediğinde yutkundum. Sözleri çok mantıklıydı.
"O benim kız arkadaşımı kaçırdı kızı olsa da." Bu söylediklerim onda aydınlanma yaratmış gibi sessiz bir şekilde "Güneş..." diye mırıldandığında ona baktım. "Artık ismi güneş değil Doğa. Ben onu tanıdığımdan beridir ismi Doğa. Lütfen ondan bahsederken ya da onunla konuşurken Doğa de."
Yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. "Onu gerçekten seviyorsun bunu gözlerinde görebiliyorum." Sevmek yetmezdi hissettiklerimi anlatmaya. Ben ona sırılsıklam aşık olmuştum...
"Onu kaçırdı ve nerde olduğunu bilmiyoruz." dediğim şeyle birlikte kaşlarını çattı. "Doğa'yı bulucaz. Kızı olması umrumda değil oğlumun sevdiği kadını düşmanımın ellerine bırakamam..."
YOU ARE READING
Yeni Hayat
RomanceOkulun ilk günüydü. Kim bilebilir sessiz bir kıza populer bir çocuğun aşık olucağı. O sessiz kız ben oluyorum Doğa... Ve o çocuk Berk... Lütfen diğer hikayelerime de bakın :)