8-

1.1K 101 22
                                    

9.5.24
Satılmış Akkaya

Uyandığımda saat sabahın dördüydü, sabah namazımı kılıp günüme öyle başladığımda annem gece verilen ilaçların etkisiyle derin uyuyordu. Namazımı kılıp birkaç sayfa Kur-an okusam da içimdeki 'ne olacak acaba' merakı odaklanmamı engelliyordu. En fazla on bire kadar dışarıda oyalanabilirim, annem on iki veya bir gibi uyanıyor. Hemşirelerin dediklerine göre annem, ben yokken kendini daha savunmasız hissediyor, bu yüzden de kendine çok fazla zarar veriyormuş.

Ama benim bir ev ayarlamam gerek, ardından düzenli işe gitmeliyim ki cebimiz para görsün. Tamam, Ökkeş abi dükkanı çalıştırıp babamın da hakkını veriyor; yine de bu olaylardan sonra dükkanın müşterisi azaldı, artık can tehlikeleri var, orospu çocuğu tayfa sürekli dükkana zarar verip masraf çıkartıyor.

Bir yol bulmalı ya da oluşturmalıyım.

Saate baktığımda beşe anca geldiğini gördüm. Eren'i şimdi arasam? On yedi yaşında bir çocuk, yüzde yüz uyuyordur. En iyisi kendimi oyalamak. Dolaptan eşofman takımımı aldım ve banyoda giyindim. Beremi takıp kapüşonumu da örttüm. Odadan çıkarken bir hemşirenin yorgunca farklı odadan çıktığını gördüm.

"Satılmış Bey günaydın." O onca yorgunluğuna rağmen tebessüm edebilse de ben edemedim, sessizce karşılık verdim. "Bizdan daha az uyuyor, her gün o odada hem annenize bakıyor hem de spor yapıyorsunuz ama nasıl her sabah bu kadar enerjik olabiliyorsunuz hiç anlamıyoruz. Bence hemşire olmalıydınız veya paramedik."

Uykulu şekilde konuşan genç kadın, hemşire odasına girdi. Uzun zamandır buradayız, bazen onların ölüp tekrar dirildiklerini bile savunuyorum. Servisten inip bahçeye çıkmıştım ki telefonum çaldı. Ekrana baktığımda şaşkınlığın zirvesini görüyordum, çünkü arayan Eren.

"Alo," dediğim an çocuğun aşırı enerjik ve neşeli sesiyle günaydın bağırtısını duymam bir oldu.

"Uyanmamışsan bile artık uyanıksındır. N'aber? İyi falan filan. Mesajları atıyorum, muhakkak gel. Senin için zabanan uyandırdılar beni, zabanan." Aramayı kapattığında birkaç saniye gerçekliğe dönemedim. Zabanan mı dedi o? Bu saatte zorla uyandıysa nasıl böyle enerjik?

Ergenler aşırı değişik uzaylı cinsidir.

Mesajında adres, o adrese giden otobüs numaraları, otobüsün hastaneye en yakın durağı, ineceğim durak ve otobüs saatlerine kadar yazılıydı. Sonunda yine 'zabanan halledelim' kısmını okuduğumda yüzüm ister istemez buruştu. Amcasına "amciş" diyen birinden ne bekleyebilirim ki?

Servise geri çıkıp cüzdanımı aldım, öyle indim. Eğer hemen halledebilirsek yine Ökkeş abimin yanına uğrar, hal hatır sorarım. Adam her seferinde para gönderiyor.

Mesajda yazılı durağa gelip saati kontrol ettim, yanlış atmadıysa birkaç dakikaya gelir. Öyle de oldu, en fazla iki dakikalık beklemenin ardından durağa yanaşan otobüse binip tekli koltuğa oturdum. Eren'in profil fotoğrafını açtım; saçlarını yine rampa yapmış, güneş gözlüğünü burnunun ucuna getirip alttan bir bakış atarken tek gözünü kapamış. O daha bir çocuk.

İneceğim durağa gelmek neredeyse yarım saati bulmuştu. Durakta bekleyen Eren'i en azından pijamavari bir kıyafetle göreceğimi düşünsem de çocuk gayet gündelik giyinmiş.

"Günaydı abisi," diye omzuma yumruk attı. "Hadi gidelim."

Cevap vermeden peşine takıldım. Duraktan biraz ileri yürüyüp dükkanlar geçtik, o sırada Eren sürekli dönüp bana bakıyordu. Sorular sormak, benimle konuşmak istediğini anlıyorum ama beklesin. Artık insanları duymak, görmek bile istemiyorum. Hem ne belli bu çocuğun da kötü olmadığı?

Satılmış -erkek versiyon-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin