14-tehlike öncesi

2 1 0
                                    

"Yaşın deyil yaşadıkların hayatı gosteryiyo sana"

Kafamı kaldırdım ona ve Ayaza baktım. İpek baya eyleniyodu. Hic bozmadım. Bende onlara baktım. İpek ona çizdiyi resmi gosteriyodu." çok guzel ellerine sağlık " dedi Ayaz " tesekur ederim Ayaz abı " dedi ipek. Bir saat geçti her halde. Çoçuklara " Hadi eve artık işimde bitti" dedim " hadi hazırlanın ece" dedim " tamam " dedi Ayaz " Ben gideyim artık. " dedi " nasıl istersen " dedim " kapını açtı " sagol Alara " dedi " esas Sen sagol yardımçı oldun " dedim "hiç sıkıntı yok ya " dedi Ayaz sonra kapını açtı. Ve çıktı. Odan biraz sonra biz çıktık. Arabanı Ben deyilde Qarayev kullandı. Eve geldiyimizde abimler daha gelmemişti.benim o binada olan dosyalardanda başka işlerim vardı. Bu yuzden ece ve ipeyi odada bıraktım. Aşağıda işim var. Dedim geliyorum dedim aşağı indim. O odaya girdim. Kapını kapatım. Onumde kucuklu buyuklu ekran vardı. Orda da kamera kayıtları vardı.bir kaç kod girdim. Ekranda yesil ışılar yanmaya başladı. Buldu mekanı buldu. Bu zaman mekanizma açıldı. İceri Tolga girdi buranın kodu bir bende birde Tolga da var. " ne oldu Alara önemli bir şey mi oldu? " dedi Tolga " He yok buraya kod yazdım önemli bir gelişme olursa bana hemen söyle ne olursa olsun " dedim " tamam " dedim Tolga odadan çıktım. Kapı sanki suliyet gibi karanlığa gömuldu. Kayb oldu. Yukarı çıktım.İpek Yemek yiyodu. " Alara gel sende ye " dedi ece " yok istemiyorum tokum" dedim odama çıktım. Uzerimi deyiştim. Aşağı iinerken abim gelmişti. " hoş geldin abı noldu " dedim " hoş bulduk abim hiç şimdi her şey hazır diye biliriz" dedi abim " guzel o zaman her keze soyluye bilirim " dedim " nasıl " dedi abim " oda bana kalsın" dedim ." ece ipek yemek yesin ve behçeyr gelsin " dedim " tamam Alara " dedi ece bahceye çıktım. Ciceklere baktım. Baya severim gulleri kırmızı kırmızı insanlara bana aşık ol heyran ol diyordu. Bende hayrandım. Annem bana çoçukeken çiçeklere narin davramamı öyreti. Çiçek kadın simvolu bana göre aynı kadınlar gibi narin zarif bakarsan büyütursen oda kadın gibi hiss eder seni.
"Bak kızım ne olursa olsun çiçeklere benim gibi narin davran onların seni hiss etmesine izin ver olurmu ne olursa olsun bir çiçeyi ezilirken gorursen iki elin kanda olsa kurtar tamamamı. Bak gelecekde bir binanın olursa onun simvolu benim için sadece çiçek olsun olurmu?" Demişti annem " tabi anne senin için yaparım sözüm olsun " dedim " eyer gormesem merak etme seni ordan mavi yerden izliyicem ve gorucem ve Emin ol senin gibi bir kızım olduğu için gururlu hiss edicem" dedi annem " annem öyle deme sana hiç bir şey olmuyucak " dedim " tabi ki kızım " dedi o zaman bile o lafı derkende yuzunde zorla acı ile olan gülüm seni asla anlamadım. Çünki küçükdum. Anlamıyodum amma sonra daha iyi anladım. Daha iyi anladım. Annem benim sesiz kadınların sesi yaptı. O evden sesi gelen bir kız büyütü bu yuzden öyle diyordu. Ve Ben annemin ondan sonra kalan tek göz nurunuda öyle büyütücem. Benden sonra özgurluyun sesi olsun. Amma örgutun deyil benim gibi deyil kendi sesi olsun. O orgut adamı olmuyucak ne olursa olsun onun bir karta sahip olmamısan dikkat edicem o bir yeri olmuyan olucak zaten her kes bir masa sahipi deyil. Oda olmuyucak ne olursa olsun hemde asla. Gullerden biraz kopardım amma ben taze deyil. Solmuş gulleri dererim. İpek geldi. " Alaş napıyon neden iyi deyil kötülerini alıyosun " dedi ipek " çünki onları sevdikleriden almak istemiyorum onlar daha da onlarla zaman gecirmek istiyo amma bu kotuler artık bitmiş zamanı onlarla olmak istemiyo biraz da bizle olmak istiyo " dedim " öylemi " dedi " öyle annem her zaman derdi ablacım hiç bir zaman bir şeyin tazesini deyil eskisini al amma her şeyin diyil tamamı? " dedim " tamam annemi dinliyicem nede olsa o bize o mavi yerden bakıyo " dedi ipek o onu derken annemin lafı aklıma geldi. Bu kadar şeyi onceden nasıl tahmin ede bildi. Hala garip olay işte. Annemin dediyi gibi kızım bundan sonra baban yok kardeşini o zindana haps etme olurmu onu büyüt ve ressam yap olurmu " diye bir mektup bırakmıştı. Bunu sonralar buldum. Ondan daha cok var amma garipi her gün sadece bir tanesini okuyorum. Neden mi? Çünki annem mektupun birinde öyle demişti. Bende mecbur öyle yapıyorum. Yoksa benden olsa. Bir saniyeye hepsi biter amma napalım. Odama çıktım. Işıkları yaktım. Vazo buldum. Gullerini içine koydum. Ve içeri gün ışığı girdiyi için pencerinin onu ne koydum. Tekrar dışarı çıktım aşagi indim. Telefona bildirim geldi.Demirdi.
Demir- Alara sana kötü haberim var Murat nasılsa kaçmış
Alara-ne nasıl demir ne diyosun
Demir - evet malesef Alara şimdi daha kötü benim parisden çok önemli bir Müsafirin geldi onu napıcam nasıl koruyucam
Alara -demir geliyorum bekle onlar biliyomu
Demir - evet amma yarı yarı gel cabuk
Yukarı çıktım. Üzerimi deyiştim. Aşağı indim " abı benim isim var geliyorum " dedim " tamam dikkatli ol yardım lazım olursa de" dedi abim " tamam " dedim evden çıktım arabaya bindim. Ayazın evine gittim. Bir saate oraya vardım. Kapını çaldım. Aynı kadın açtı. " hoş geldin kızım seni bekliyorlar " dedi " tesekur ederim " dedim salona geçtim. " demir noldu nasıl oldu " dedim " hoş geldin Alara bende anlamadım ki, " dedi " hoş bulduk " dedim " merhaba cocuklar " dedim " hoş bulduk " dedi Kara " hoş geldin yenge " dedi Uraz " Uraz " dedim "tamam " dedi " hoş geldin " dedi Ayaz " hoş bulduk" dedim " sende mi biliyodun" dedi Kara " aha " dedim " OH ne guzel masallah" dedi Kara " dur şimdi Kara " dedi demir " baba bu kim " dedi arkadan gelen çoçuk sesi. " baba? " dedim " oğlum sana dediyim önemli müsafir bu " dedi demir " bu kimi bu Alara abla" dedi demir " hoş geldin yakışıklı adın ne bakalım " dedim " benim adım yağız " dedi çoçuk " memnun oldum yağız " dedim " Sen nasıl böyle yakışıklısın " dedim " sende çok guzelsin" dedi " yaa tesekur ederim " dedim. " demir " dedim " efendim Alara " dedi " yağız Sen orda napıyodun " dedim " resim" dedi " o zaman benim için bir resim yapa bilirmisin " dedim " tabi " dedi koştu. " demir ben seni anlıyorum bizdede ipek vardı bilirsin onu Baya iyi korurum seni anlıyorum bunları birlikde tutmak gerek napıcaz " dedim " bilmiyorum iste Alara " dedi demir " bir yolunu bulucam " dedim " Ayaz çantamı vere bilirmisin? " dedim " tabi al " dedi aldım. Telefonu aldım. Direk tolganı aradım. " efendim Alara " dedi hoperlerö koymuştum. " Tolga sana bu gün bilgi verdim ya onun sonu noldu bir seyler varmı? " dedi " yanı büyük gelişme yok Alara " dedi " o zaman sana atacağım kordinatları bak " dedim " tamam at " dedi telefonu kapatım. Sonra tekrar Qarayevi aradım. " Qarayev " dedim " buyurun Alara hanım sorun mu var? " dedi " ipeyi guvenliye alın hemde sıkı sonra biri daha var " dedim " tabi " dedim" ve ipek ve eceni buraya getir ayazın evine" dedim " tabi hemen " dedim kapatı" şimdi korunması gereken insanlar göz onude olsun ecede çoçukları Sever ikisine bakar " dedim " tamam " dedi demir
Bu günlük bu kadar bayyyö

ölümun dansı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin