Art arda kaç zemheri, kurt uyur, kuş uyur zindan uyurdu.
Dışarıda gürül gürül akan bir dünya..
Bir ben uyumadım,
kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım
Bir o yana, bir bu yana..Kaybetmek acıydı, kaybedişin sebebi olmak daha acı...
Nefes alamamak zordu, aldığın her nefese lanet okumak daha zor...
Mert Alphan yıllar öncesinde ruhu ölmüş bir adamdı, kimsenin görmediği acı içinde kavrulan bir candı..Belki bir gün görürdü bir çift göz onu, belki yarasını sarardı başka yaralı bir kalp..
Karanlığa mahkum biri aydınlığa kavuşur muydu? Elleri kan olanı temizler miydi yeryüzünde ki herhangi bir su?
Mert Alphan gözünden düşen bir damlayı sertçe silerek yüzünü sıvazladı. Bulunduğu yere sığamıyordu, başında ki ağrıyı bir türlü geçiremiyordu.
Yatağının karşısında ki duvarda asılı duran kardeşi Seçil ve kendisinin fotoğrafına baktı, baktı..baktı...Ağırca fotoğraftan çekilen bakışları bu sefer komodinin üzerinde ki flash belleğe kaydı, her kelimeyi ezbere bildiği video kafasında dönmeye başlamıştı.
"Bize bir şey olursa kardeşin sana emanet Mert, yanında ol. Yalnız bırakma Seçil'i, koru onu.."
Tekrar bakmak istese de önündeki bakışlarını kaldırıp bir kez daha kardeşiyle olan fotoğraflarına bakamadı Mert Alphan, utandı.. Yapması gereken tek şeyi yapamadığı için.•Flashback•
Gölge Timi'nin komutanı Gökmen Aktuğ'un sevdiği kadın Güneş hainler tarafından kaçırılmıştı, günlerdir herkes iz sürüyordu ama bir arpa boyu yol ilerleyemiyorlardı.
Gölge timine sızan hain bir türlü bulunamıyordu öyle ki Güneş'ten de haber alınamıyordu. Tek bir noktaya kadar ilerleyebiliyorlardı: Mert Alphan Özdemir.
Belli bir yere kadar ipuçları onu gösteriyor ama kanıtlamak için hiçbir şey bulamıyorlardı.Gökmen komutan hain sensin diyerek Mert Alphan'ın yakasına sarıldığında ant içmişti Alphan Güneşi bulacağına çünkü Mert Alphan hain değildi, vatanına ihanet etmezdi.
Güneş, Mert içinde kıymetliydi. Kardeşi gibi görüyordu çünkü kardeşi Seçil ile arasının açıldığı zamanlar da onları eskisi gibi bir bağla bağlanmalarını sağlayan kişiydi Güneş, minnet duyuyordu ona.
Mert Alphan elindeki silahla izbe depoda ilerlerken kimsenin olmadığına kanaat getirdi ve attığı tekmeyle beraber deponun büyük kapısını ardına kadar açtı, silahını hızla doğrulttuğun da Güneş'in şakağına dayalı olan namluyu tutan kişi canıydı..
"Seçil?"
Fısıltıyı andıran sesi depoda yankılanırken yıkımını anlatacak kelime yoktu, kardeşi karşısında duruyordu ama bu sefer bir yabancıydı.
İnanması güçtü, her şeyi olan varlığı Gölge Timi'nin aylarca aradığı haindi.."Seçil! Seçil napıyorsun sen?"
"Çekil! Çekil kenara yoksa öldürürüm!"
"Seçil benim abin! Sakin ol. Hadi bırak elindekini de konuşalım."
"Git buradan git!"
"Seçil lütfen pişman olacağın şeyler yapma, biri mi zorluyor seni? Tehdit mi ediyor? Hadi söyle bana halledelim beraber, inan bana hiçbir şey olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ BAHARI
General FictionHayatta ki tek varlığı olan kardeşini kaybettikten sonra bambaşka birine dönüşen Üsteğmen Mert Alphan Özdemir'i belki de normale döndürebilecek tek kişiydi Göksu Sönmez... Bu onların hikayesi, bakalım iki yaralı ruh birbirine iyi gelecek mi? Hadi h...