TANITIM

1K 143 83
                                    

Hayat açılardan ibaretti ya da biz yaralardan ibaretiz. Nerede canımızı yakan var ona gideriz, onu seçeriz, hatta onu severiz. Çünkü biz yaralarla yaşamaya alışanlarız. Biz acıyı seven acıya aşık olanlarız.

Hayat tarafından acımasızca sınava tabi tutulan küçük insanlarız. Biz daha ömrümüzün başında çiçeği burnunda çocuklarız. Sınavımız aşk ve biz bu sınavdan kalanların.

Merhaba ben Asya SANCAK.18 yasında aşk sınavından kalmış hayatının sonuna geldiğinde düşünen bir kızım. Ama hayatın sonu olmadığını anlamak için küçüğüm. Hayattaki büyük acılardan habersiz bir erkek uğruna hayattan kopan bir safım. Ben ki bir erkek uğruna tek damla gözyaşı dönmeyecek Asya. Şimdi değmeyecek biri uğruna hayata küsüyorum. Aşk mı bu? Belki de sevgi...

Sevgi her zaman ulaşılamaz oldu benim için ve ben şimdi sevgiden bahsediyorum. Hangi ara bu kadar büyüdüm ben hangi ara hayat benim canımı yakar oldu. Hangi ara gerçekleri görür oldum da hangi ara bedenimdeki yaraların yerini ruhunda açılan yaralar aldı. Ben hangi ara aşık oldum, sevdim. Ne zaman ulaştım ulaşılmazıma fark edemedim hiç. Zaman öyle çabuk geçti ki ben sevdiğimi alıştığımız fark edemedim. Ne zaman başladı, ne zaman bitti... Zaman su gibi akıp gitti ben durduramadı. Ne zamanı durdurabildim ne de geriye sarabildim. Zamanla beraber bizde akıp gittik. Biz kim miydik? Asya ve Göktuğ idik. Biz okulun en ilginç ama en beğenilen çiftiydik. Ama ne olduysa ismi ayrı anılmaya bizim isimlerini hayat romanının aynı sayfalarında geçmez oldu. Peki nasıl mı oldu? Bir kıskançlık kıvılcımı tutuşturdu ayrılık ateşini. Döktüğün onlarca göz yaşına rağmen söndüremedim ben o ateşi. Yetmedi gücüm durduramadı gidenimi. Arkasına dahi bakmadı. Gitti... Bitti...

Ama bir neden daha vardı ki kapalı kutular içinde gizlendi .

Hoşunuza giderse oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayın ;))

PANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin