15. BÖLÜM:

131 23 11
                                    

İYİ OKUMALAR CANLARR :))

'' sorun yok bazı şeyleri anlayamayacak kadar salak değilim. Ama sen sakın suçlu hissetme bu benim kararım.''

Doğru eğer istese yanımda bir saniye daha durmaz çeker giderdi ama yapmıyordu,hatta her şeye rağmen tüm benliğiyle her an hissettiriyordu bana. Bazen kendimi onun yerine koymaya çalışıyordum da, ne kadar do zordu şu süreç onun için sevgiye dair şeyler hissettiği kişi başkasını seviyordu. O ise bu yaralı, kırık dökük insanı kırıklarından yeniden var etmeye çalışıyordu. Ama ben o dillere destan Anka değildim, bunu bilmiyordu. Benim yaralarımı sararken kendini yaraladığının farkında değildi belki de ya da kırılmak umurunda değildi.

Bu sıralar ne kadar da çok derin düşüncelere dalar olmuştum. Sürekli bulunduğum ortamdan soyutlanıyordum. Geceler yetmiyordu artık, gecelerde boğulduğum yetmiyordu da gündüzlere taşar olmuştum uzun zamandır.

'' O kadar iyisin ki, seni kırmaktan çok korkuyorum. Eğer bir gün ben kendimi kaybedersem ve öyle bir aptallık etmeye kalkarsam lütfen beni düşünmeyi bırak ve kendini düşün.''

'' Denerim... ama söz veremem. '' sessizlik çöktü kısa bir süre.

'' denerim.. ama ben birini umursarsam kendimi bile unutuyorum. Ve ben sık sık birilerini umursamıyorum.'' Sesi kısık ve bakışları dalgındı, belki şuan söylediklerini yüksek sesle söylediğinin farkında bile değildi.

· * * *

Elifin lavabodan çıkmasını beklerken bende ellerimi yıkıyordum bir yandan da aynanın önünde saçlarını yapan alt sınıftaki kızları dinliyordum istemsizce. Bir süre adını ilk defa duyduğum bir kızı çekiştirdiler, sonra nasıl olduğunu anlamadan konu bana geldim. Duymamış gibi davrandım, merak ediyordum ne diyeceklerini.

'' Kızım şu Asya'da az fena çıkmadı. Gören de sanırdı ki, Göktuğ ile ayrıldıktan sonra iyice içine kapanır falan ama kız daha ayrılıklarının kırkı çıkmadan yenisini taktı koluna.''

''Ay sorma sorma. Birde çirkin şansımı vardır nedir, ikisi de taş gibi çocuklar maşallah.''

Çirkin şansımı, tamam egoist bir insan olmasam da çirkin olduğumu da kabul edemem.

Ayna da bir kendime baktım, bir de fark ettirmeden yanımda ki kızlara. Sonra önüme dönüp Allah'ıma şükrettim. En son da hala tuvaletten çıkamayan Elif'e saydırdım.

''Ay benimde öyle sevgilim olacaksa alsın benden bu güzelliğimi Allah.''

Tövbe çekip döndüm önüme yine. Nasıl rahat olabiliyordu bu insanlar böyle, iki adım ötesinde ki bir insanın bu derece rahat şekilde dedikodusunu yapabilecek kadar.

Ben ne kadar duymazdan gelmeye çalışsam da kızların susacağı yoktu. Bir iki öksürdüm tıksırdım ama resmen transa geçmişlerdi, belki benim yanlarında olduğumun bile farkında değillerdi.

''Kızım sana bir şey diyeyim mi? Ben bu kızın sevgisine falan inanmıyorum. Gerçekten seven hangi insan iki günde unutur sevdiğini, o kadarcık günde takabilir mi yeni birini koluna. Hiç utanması da yok ki, geziyor çocukla ortalarda. Yazık oldu Göktuğ'uma. O sürtük yerine beni sevseydi böyle mi olurdu?''

Bu kadarını da kaldıramazdı benim narin sinirlerim. Benim Göktuğ'a olan sevgimi kimse ne eleştirebilirdi ne de sınayabilirdi. Dış görünüşümle kişiliğimle ilgili olan her eleştiriyi kaldırabilirdim ama bunu asla. Hem de o kim ki bana sürtük diyebilecek kadar düzgün bir insan olsun.Yıldırım hızıyla kıza dönüp

'' şştt çirkin, sen bana bir baksana!'' deyip kolundan tutup çektim, sırtını duvara yaslayıp tek elimi duvara yasladım. Kızlar şaşırmışlardı, anlaşılan onları dinleyeceğimi düşünmüyorlardı.

PANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin