BÖLÜM 1: HUZURSUZLUK

610 118 59
                                    

• Yazım yanlışlarından dolayı şimdiden özür dilerim. Tamamen tabletten yazmamdan kaynaklanan bir şey. İyi okumalar...

Sıradan bir güne uyandım yine, güneş perdemle savaş veriyor içeri girmek için ama bilmiyor ki bu odaya giren kim olursa olsun bu koca dağınıklığın içinde kayboluyor. Yatakta yavaşça doğruldum, yastığımı sırtıma koydum ve yaslandım. Yine iğrenç bir pazartesiye uyandim, gerçi benim bir yıldır pazartesilerim bile iğrenç değil ama bu günde bir şey var. Bir gariplik, bir terslik... Yatağın kenarına kaydım ve ayaklarımı aşağıya sallanırdım sonra panduflarımı ayağıma geçirdim. Banyoya doğru olabildiğince uyuşuk adımlarla ilerledim. Normalde okulu iple çekerken bugün canım hiç gitmek istemiyordu. Şimdi bunu biri duysa hangi akıllı okulu iple çeker der. Ama eğer onunda benim gibi bir nedeni olsa o da okula gitmeyi ister. Banyoda aynanın karşısına geçtiğimde ilk yaptığım şey dağınık olan saçlarımı iyice karıştırmak oldu. İkinci yaptığım şey ise soğuk suyu açıp düşüncelerimi dağitmasi umuduyla yüzümü yıkamak . Hatta yüzümü kurulamadım bile suyun etkisi uzun sürgün diye. Banyodan çıktıktan sonra dolabıma ilerleyip okul üniformamı çıkarttım. Uzun bir süre bakıştıktan sonra giymeye karar verdim. Saati görünce ufak bir kriz geçirip aynaya koştum. Elimden geldiğince saçlarıma şekil verdim. Sonra merdivenlerden koşarak aşağı indim. Tuğba Ablanın bagirislarini aldırmadan ceketimi yaptığım gibi dışarıya çıktım. Tam kapıyı çektim çantamı unuttuğum aklıma geldi, zile basacakken birden kapı açıldı. Elinde çantamla Tuğba Abla bana bakiyordu. Çantamı elinden aldım ve yanağına minik bir öpücük kondurdum. Su koca hayatta sadece dört kişiye karşı böyleyim, biride Tuğba Abla. Tuğba Abla evinizde çalışan ailenin tek kizi. Ben kendimi bildim bileli anne ve babası bizim evde çalışıyorlar. Aile gibi oldum onlarla. Meryem Teyze yanı Tuğba Ablanın annesi bana hep annelik yaptı, annenim yokluğunu elinden geldiğince hissettirmemeye çalıştı. Orhan amcada çok iyidir, amcam gibi severim onuda. Bu zamana kadar babamı bir tek onunla konuşurken güldüğünü gördüm. Aslında klişe bir hayatım var. Annem doğumda öldü, babam bu ölümden beni suçluyor. Hayatımda biri var ve beni yaşama bağlıyor. Bütün hayatımın özeti bu. Bunları düşünürken okula gelmişim bile. Biricik sevgilim beni her zamanki gibi kapıda karşılıyor. Bu sarılmaymış öpmeymiş falan bizde yok. Çünkü ben biraz katı kuralları ve sert duvarları olan biriyim. Göktuğ da zaten öyle şeylere pek meraklı degil, o uçkuruna düşkün yeni yetme ergenlerde de değil ve bizim iliskimiz de bir heveslik basit ilişkilerden değil. Uzun lafın kısası kısacık, sıcacık ' günaydın bir tanem 'lerle açıyoruz günü. Sonra bir yıldır beraber olmamıza rağmen ilk gün ki heyecan ve utangaclikla sınıfa doğru yol aldık. Sınıfa her girdiğimde içime bir sıkıntı düşer gerilimin birden. Sanırım bunun nedeni insanlarla sıkı fıkı olamamam, soğuk kendi dünyasında yaşayan bir insan olmam gerçi yavaş yavaş kırıyorum o kabuğu. Ben hep babamın gülmemesinden şikayetçi olurum ama Göktuğ ile tanışana kadar benim de pek bulduğum soykenemezdi. Ara sıra sınıftan Elif beni çekiştirerek aralarına alir. Benim aralarında olmamdan bir tek o memnun olur, zaten sanırım sınıfta beni tek seven o. Diğerleri de genelde ben yokmusum gibi davranırlar. İlk başlarda üzülürdüm canım yanardi sonuçta benimde duygularım var ne kadar soğuk dursamda ama sonra umursamamaya başladım. Sonuçta bende onları umursamiyordum çoğu zaman. Ama işte ara sıra anlattıklarına konuşmalarına gülerdim daha doğrusu gülümserdim.

" Yavrum dalmışsın yine "

"Ya öyle gözüm dalmış işte kuzucuk."

" Bir şey düşünüyor gibiydin ama..."

" Yok ya ne düşüneyim ki. Biraz uykum varda boş boş dalmışım.sen ne yapıyorsun beni mi izliyordun. Nereden çıkardın bir şey düşündüğümü."

" Ya benim senden başka işim mi var? Tabiki de seni izliyordum."

" Allalla! Git kuşları,böcekleri izle, hem ben sana deniyor muyum bana öyle uzun uzun bakma diye. Söz dinle biraz eşek sıpa seni. "

PANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin