PAN ı yazarken her zaman yanımda olan ve bana destek olan, eziyetlerime katlanan herkese çok teşekkür ederim. :D
Sizleri seviyorum... :* İyi okumalar...
Uzun zamandır böyle mutlu aile tablosu çizmemiştik güle eğlene yediğimiz yemeğin bulaşıklarını da beraber topladık. Çayımızı demledikten sonra oturma geçtik. Sohbet o kadar koyu ve güzeldi ki bir an kendimi her şeyden soyutlayıp sanki oda da gezen bir ruhmuşum gibi onları izledim. Birbiriyle hiç kan bağı olmayan iki aile vardı bu oda da, ve dışarıdan gören biri bizi küçük kedi halinde bir aile sanabilirdi. Nerden esti bilmiyorum ama aklıma Göktuğ geldi o an. Karşımda duran o mutlu, huzurlu aile tablosu bizim gelecek hayalimizdi. Yanımda oturan Tuğba Ablanın koluma vurmasıyla kendime geldim.
'' Hadi kalk, çayları getirelim.'' Diyince gülümseyip ayağa kalktım. Donuk adımlarla mutfağa doğru giderken arkamda kalan Tuğba Abla kimsenin duyamayacağı bir sesle'' Ne düşünüyordun?'' dedi. Dalgındı bakışlarım, sesimde öyle.. '' Bugün ki mutluluk fazla geldi sanırım aklıma canımı sıkacak şeyler getirdim bende çünkü mazoşist olmak bunu gerektirir.'' Biraz durdum ve söylediklerimin çok saçma ve anlamsız olduğunu fark edince ''Ne diyorum ben?'' diyip mutfağa girdim bardaklar hazır olduğundan hemen doldurup içeriye geçtik. Çayımı içtikten sonra izin isteyip odama geçtim. Pijamalarım üstümde olduğundan doğrudan yatağa girdim ve yatak örtüsüne sarılıp gözlerimi kapattım. Yarım saate yakın yatakta dönüp durdum, en sonunda uyuya kalmışım. Uyandığımda saat yarımdı. Saat bir de gitar kursum olduğunu hatırlayıp banyoya doğru koştum. Aceleyle duş alıp saçlarımı kuruttum. Dolabımı açıp koyu lacivert kot pantolonumla gri düz bluzumu aldım. Bluzu ararken gözüme başka bir t-shirt ü çarptı. Dolaptan çıkartıp yatağın üstüme serdim. Göktuğ'un yurtta kaldığım gece giymem için verdiği t- shirt tü bu. Katlayıp dolabımın çok fazla kullanmadığım bir yerine sakladım. Çıkardığım kıyafetleri giyip Mert' e mesaj attım.
'Mert, günaydın.' Çok geçmeden cevap geldi.
'Günaydınn'
'Bugün ilk ders günümüz. Ne yapacağız'
'Sen hazır mısın?'
'Evet, seni bekliyorum.'
'Tamam, çıkıyorum evden hemen. Görüşürüz.'
'Görüşürüz.'
Çok geçmeden kapı çaldı. Koşa koşa aşağıya indim merdivenlerden, kapıyı açtım.
'' Hazırsan çıkalım.'' Deyince hiçbir şey demeden sadece kafamı sallayıp ayakkabılarımı giydim.
* * *
İlk parçam Pinhani- Ne Güzel Güldün O Akşam' dı. Elimde gitar kulaklarımda müzik, yanımda değer verdiğim bir insan vardı. Normal bir günde ne kadar uğraşsam da ulaşamayacağım bir mutluluktu bu. Dersi güle eğlene bitirdikten sonra bir şeyler içmek için kurs merkezinden ayrıldık. Girdiğimiz cafenin dekorasyonu çok doğal ve sadeydi. Her yer ahşaptı, duvar kenarlarında kimi haki yeşil kimi bordo koltuklar vardı. Ortada kalan boşluğu ise krem rengi demirden yuvarlak masalar ve sandalyelerle doldurmuşlardı. Duvarlarda pop art tabloları vardı. Ve bir köşede elektro ve akustik gitarla beraber bir de mikrofon vardı. Boş bir masaya geçip oturduk. Ben hayran hayran etrafı seyrederken garson bize menü uzattı, ben menüye bakarken o Mert'le konuşmaya başladı. Kırk arkadaş gibilerdi. 'tanışıyor musunuz?' der gibi bakınca Mert tanıştırma gereği duydu. Karşımda duran gence beni gösterip ''Asya'' dedi, sonra bana dönüp ''Selimle geçen yaz bu cafede tanıştık.'' Dedi ''memnun oldum.''dedim güler bir yüzle. Adının selim olduğunu öğrendiğim çocuk Mert'e küçük sahneyi gösterip '' özledin mi?'' dedi. Mert ise sadece güldü. Beni gösterip '' o da söylerse kabul. ''dedi ben ne olduğunu biraz geç anladım ama anlamamla gözlerim fal taşı gibi açıldı. İtiraz etmeme fırsata verilmeden kendimi sahneye doğru çekiştirilirken buldum. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Mert ve Selim ses sistemini ayarlarken benim elime mikrofon verilmiş ve bir bar sandalyesinde oturtulmuştum. Şaşkın şaşkın etrafa bakıyordum, insanlarda bana... Mert yanımdaki sandalyeye oturup gitarı eline aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAN
Teen FictionHayat acılardan ibaretti ya da biz yaralardan ibaretiz. Nerede canımızı yakan var ona gideriz, onu seçeriz , hatta onu severiz. Çünkü biz yaralarla yaşamaya alışanlarız. biz acıyı seven acıya aşık olanlarız. Hayat tarafından acımasızca sınava tabi...