BÖLÜM 9: BEKLENMEYEN

155 56 3
                                    

  Sabah uyandığımda arabadaydım ve arabanın içi sıcacıktı Orhan Amca getirmiş olmalı beni buraya üşümeyeyim soğukta diye. Elimi ceketimin cebine attım telefonumu çıkarttığımda iki cevapsız arama vardı bir de mesaj telefonum sessizde olduğu için duymamış olmalıydım. arayanlardan biri Tuğba Abla biri de Orhan Amcaydı mesaj ise Tuğba Abla'dandı. Mesajda babamın uyandığı yazıyordu. Hemen anahtarı başucuma konmuştu anahtarı aldığım gibi arabadan fırladım. Bir yandan koşarken diğer yandan arabayı kilitledim. Yoğun bakım ünitesine çıktığımda bizimkilerin camın önüne toplanmış doktorun çıkmasını bekliyorlardı. Doktorun odadan çıkmasıyla umut dolu gözlerle onun yanına koştuk. yüzünde mahcup bir ifade vardı kadının onun yüzünü gördüğümüzde elimizde olmadan bizimde yüzlerimiz düştü. Yine bizim bir şey sormamızı beklemeden konuşmaya başladı.

  " Hasta hafızasını kaybetmiş."

  "Odasına girebilir miyiz?" dedim çatlak ve oldukça kısık çıkan sesimle.

  "Tabi." dedi aynı zamanda kafasını sallarken sonra yanındaki hemşireye dönüp bir şeyler söyledi.  Hemşire bize bakıp "Odaya tek kişi girebilir sadece. hanginiz gireceksiniz? " dedi. Bense bir adım öne çıKıp "ben" dedim. "Buyrun o zaman önce hazırlayalım sizi." dedi ve bende peşine takıldım. bir odaya girdik üzerime önlük gibi bir şey maske ve bone verdiler. " Bunları takın sonra odaya girebilirsiniz. " dedi. Odaya girdiğimde babamı uyutmuşlardı. Yatağın yanındaki küçük sandalyeyi çekip oturdum. yüzünü uzun uzun inceledim. Yaşadıklarının ağırlığı yüzündeki çizgilerden belliydi. derin yaşanmışlıklar acılar vardı o çizgilerde. gözlerinin kenarındaki o minik kırışıklarına dokundum onun yaşadığı acıları hissetmeye çalıştım. Gözlerimi kapamamla minik bir damla üzerinde örtülü olan örtüye düştü gözlerimden. Orhan Amcanın anlattıklarından sonra babama karşı olan düşüncelerim duygularım tamamıyla değişmişti. Önceden ona karşı nefret beslerken şimdi sadece kırgın bir öfkeydi içimdeki. Uzun zaman sonra öpmek geldi içimden onu alnına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim ve konuşmaya başladım.

  "Aslında ne diyeceğimi bilmiyorum bir yandan kızıyorum sana bir yandan seni de anladığımı düşünüyorum. Beni kıskanman senin için hala bu kadar değerli olduğumu bilmek beni mutlu etti ama bunu geç öğrenmemse yıktı beni baba. Şimdi sana tekrar kavuşmuşken bırakıp gitme beni. Annem gibi yapma sende, yarı yolda bırakma yine beni. Seni tekrar bulmuşken kaybetmeyi kaldıramam ben bırakma beni. " son sözlerimi söylerken hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Koşarak çıktım odadan, bir yandan koşuyordum bir yandan odaya girmeden önce takmam için verdikleri şeyleri çıkartıyordum. kendimi bahçeye attığımda sakin bir yer bulup çimenlerin üzerine oturdum, peşimden gelen Tuğba ablayı yolladıktan sonra ağlamaya devam ettim bir süre öylece oturup ağladım orada etrafımdan geçen insanlar acıyan gözlerle bakıyorlardı bana. Hayatta en çok korktuğum şeylerden biri insanların bana acımalarıydı. Başımı kaldırıp tarafa bakındığımda bana doğru yürüyen dört genç gördüm yürüyüşleri hiç yabancı gelmiyordu ama yüzlerini seçemiyordum uzak olduklarından. biraz daha yaklaştıklarında bizim dörtlü olduğunu fark etmiştim. Nereden öğrenmişlerdi ki? hemen elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim, beni bu halde görmelerine bir de dostlarım tarafından acınmayı kaldıramazdım. Elif hemen gelip yanıma oturdu bana sarıldı sonuçta ne kadar silsem de gözyaşlarımı gözlerim kıpkırmızıydı. Diğerleri de teker teker oturdular yere ama benim gözlerim başkasını arıyordu. Göktuğ.. O gelmemişti ne olursa olsun o kadar yaşananın hatırına beni böyle bir günde yalnız bırakmaması gerekirdi. Elif bir yandan başımı omzun yaslayıp saçlarımı okşarken konuşmaya başladı.

  "Canım bak sakin ol senin güçlü olman gerek. sen güçlü ol ki babanda senden güç alıp en kısa sürede ayağa kalksın."

  "Ba-babam beni hatırlamıyor ki Elif. İnsan tanımadığı birinden nasıl güç alsın?" sesim küçük ve çaresiz bir miniğin sesini andırıyordu bunları söylerken. Berke yüzündeki şaşkınlığı sesine de yansıtarak konuşmaya başladı.

PANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin