Adımın seslenilmesiylemkendime geldim. Seslenen Mert'ti, oyuna çağırıyorlardı beni. Bizimkiler kendi aralarında voleybol maçı yapıyorlardı. Bende Mert'in babam öldükten sonra aldığı deftere içimi dokuyordum. Defteri banka bırakıp üstüne ceketimi koydum ve oyuna katıldım.
Her sayı aldığımızda el çakışıyorduk, kazanmamız için tek sayı kalmıştı. Sayıyı aldığımda Mert'in bana sarılıp döndürmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Basini boynuma gommustu ve beni delicesine döndürüyordu. Sadece ben değil çocuklar bile şaşırmıştı. Hepsi saf saf bize bakıyorlardı.
Mert tamam herkes bize bakıyor. " dedigimde birden durdu. Çok hırs yapmışım falan diyerek kıvırmaya çalıştı ama biz yemedik tabii ki. Aslında şaşırtmasının yanında bir o kadar da mutlu ermiştir beni bu hareketi. Mert iyi geliyordu bana Göktuğ'un yokluğunda. Belki aşk degildi bu ama hoşlanmaya başlamıştım ondan. Belki yeni bir sığınak olur bana, kim bilir...
* * *
Elif: "Kızlar mezuniyet partisi geldi ama biz hala alışveriş yapmadık. O salona bomba gobi düşmeliyiz bu yüzden bugün avm de toplaniyoruz." erkeklere dönüp "ve beyler siz de kavalyelerimiz olarak çok sik olmalısınız bu yüzden bugun alışverişe sizde bizİmle geliyorsunuz. Ne kadar şanslısınız bizim gibi güzel bayanlar kavalyelik yapacaksınız."
Hepsi birden sırayla goz devirip kalktilar kamelyadan eliof arkalarından "Saat 5 te orda olun beyler!" diye bağırdı. Berkeyse ona bakıp geçiştirmek için hafifçe kafasa salladı.Okul çıkışı once evlerimize dağılıp üstümüzü değiştirdik. Aslinda benim gitmeme gerek dahi yoktu çünkü elbise almayacaktım. Kafama göre para harcayamazfdim artık ama bunu kızlara belli etmemek için mecburen gidecektim avm ye. Odamdan aşağıya inerken merdivenlerle anneannemle denk geldik.
"Güzelliğim nereye böyle?"
"Avm ye anneannem bizim kızlar mezuniyet için elbise alacaklar."
"Sen almayacak mısın?"
" Yok ben almayacağım bir elbisem var zaten."
"Gecen yıl düğün için aldığın elbise mi?"
"Aynen o anneannem."
"Aa olur mu öyle şey kızım. Dur bekle beni burda." odasina ilerlerken "sakın kıpırdamada oradan." dedi. Dondugunde elinde para vardi zorla cebim koyup. "Şimdi git kendine en güzel elbiseyi al!" dedi Mahcup bir gulumsemeyle sarılıp evden ayrıldım. Evden çıkmadan taksi çağırmıştım, kapıda bekliyordu.
Avmye vardığımda Elif'i aradım yiyeceklerin bulundugu katta olduklarini ogrenince oraya çıktım. Hamburger almak icin siraya girmisti erkekler hemen yanlarina kosup sıradan çıkardım onları.
"Oğlum neyin kafası lan bu yürüyün kebapçıya hamburgerde neymiş Adanadayiz biz Adana." daha selam vermeden azarlamaya baslamam onlari sok etmişti, aptal aptal yuzume bakıyorlardı. "Bekleyin burda ." deyip kizlarin oturdugu masaya yürüdüm.
Asya: "Kalkın hadi kebapçıya gidiyoruz."
Elif: "Kızım ne kebabı hamburger yemiyor muyuz?"
Asya:"o ben gelmedem önce verilmiş bir karardı bebeğim hadi kaldeirin totoları."
Aslı ellerini açıp " Allah'ım şükürler olsun sana benim kafamdan insanlar da var." dedi sonra Elif'e dönüp Adana şivesiyle konuştu.
" Galk hele gız, galk kebapçıya gidiyoz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAN
JugendliteraturHayat acılardan ibaretti ya da biz yaralardan ibaretiz. Nerede canımızı yakan var ona gideriz, onu seçeriz , hatta onu severiz. Çünkü biz yaralarla yaşamaya alışanlarız. biz acıyı seven acıya aşık olanlarız. Hayat tarafından acımasızca sınava tabi...