Okul çıkışı Mertle otobüse atlayıp kutuyu açtırabileceğimiz bir yer aramaya koyulduk. Gelmemesi için çok ısrar ettim onu bu sıralar çok yorduğumun farkında olduğumu dile getirdim ama o gelmek istediğinin söyleyince tamam, dedim.Yolculuk kısaydı ama o kadar sessizdik ki bu kısacık yol bana yıllarca sürmüş gibi geliyordu. Sessizliğini koruyamayan Mert otobüsten iner inmez neden kavga ettiğimi sormuştu ama benden net bir cevap alamamıştı. Pek de üstelemek istememiş olacak ki bir daha sormadıYine bir sessizlik girmişti aramıza. Canı bir şeye sıkılmış ya da bir şeye kırılmış gibi bir hali vardı. Ben ona ne olduğunu sorduğumdaysa geçiştirmek için cevapladı sadece sorumu.
* * *
Bir süre çarşıda gezindikten sonra kutuyu açtırıp evin yolunu tuttuk. Kutunun içinden çıkan iki CD ve birkaç eski fotoğraftı. Fotoğraflar anne ve babamın üniversite yıllarından kalmaydı, bunu anlamıştık ama CD'ler fazlasıyla merak uyandırmaya yetmişti. Bir an önce eve gidip içlerinde içinde ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Eve geldiğimizde Mert dönmek istediyse yanımda kalmasına ihtiyacım olduğunu söyleyip eve buyur ettim. Ortalar pek kimseler yoktu. Geldiğimizi de fark etmemişlerdi büyük ihtimalle.
Bilgisayarımı getirip mutfak masasının üstüne koyup CD'nin birinin taktık.
CD ses kayıtlarıyla doluydu. Ses kayıtlarını dinlediğimizde ikimizde ağzımız açık birbirimize baka kalmıştık.
''A-asya bu senin sesin.''
''iyi de, nasıl olur böyle bir şey?'' kayıtlarda, arkadan bir gitar sesiyle bir kadın sesi vardı. Ses biraz bozuktu ama yinede ses harikaydı. Dinlediğimiz kayıtlardaki ses benim sesime çok benziyordu evet ama bin kat daha güzeldi.
Biz hala bu harika sesi dinlerken anneannem mutfağa girdi. Ona döndüğümüzde o da şaşkın şaşkın bize bakıyordu.
''Nereden buldunuz bunları?'' derken sesi kırgındı biraz, gözleri de buğulanmıştı zaten. Bir sandalye çekip oturdu.
'' Sezenden Gülümse'yi dinlediniz mi?'' gülümsemişti. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu?
Anlam veremiyorduk konuşmalarına.
''kimin bu ses anneanne?''
''Annenin kızım.'' Ağzım açık kalmıştı. Annemin sesi bu kadar güzel miydi yani.
''N-nasıl yani?'' sessizlik.''Konuşsana anneanne ben niye bilmiyorum annemin şarkı söylediğini.''
''B ilmediğin o kadar çok şey var ki yavrum neresinden başlayacağımı bilemiyorum.'' Çaresiz bir ifade vardı yüzünde. Bir şeyler söylemesi gerekiyordu farkındaydı ama söylemek istemiyordu sanki.
''Annen...'' kısa bir sessizlik oldu.
''Aslında güzel sanatlar mezunuydu.'' Bölmeden sessizce dinliyordum sadece, bir an önce her şeyi öğrenmek istiyordum çünkü.
'' annenler gençken arkadaşlarıyla cafelerde, ara sıra gündüzleri olmak şartıyla barlarda canlı müzik yaparlardı. Bir gün annenin peşine birkaç adam takıldı bir gazino sahibinin adamlarıydı bunlar. O sırada deden hastaydı çalışamıyordu, ben zaten ev hanımıyım. Annenin cafelerden aldıklarıyla geçinmiştik deden iyileşene kadar. Bu adamlarda bizim bu zafiyetimizi öğrenince annene çok büyük para teklifleri yaptılar. Ama oraya bir kere yakanı kaptırırsan mümkünatı yok kurtuluşun olmadığı için annen her seferinde tekliflerini reddetti. ''
'' E peki babam nerede o sırada o kurtaramadı mı annemi o adamlardan?'' Mert'in varlığını unutup bütün ailevi meseleleri dökmüştük masaya.
...
MERHABA :)
BUNU BİR BÖLÜM OLARAK DEĞİLDE GELECEK BÖLÜMDEN KESİT OLARAK DÜŞÜNÜN:)
HATTA HADİ BİRAZ TAHMİN YÜRÜTÜN NE OLABİLİR BUNDAN SONRASINDA ??
BU ARADA HİKAYE ÇOK GARİP YERLERE GİDİYOR VE BEN KENDİME ENGEL OLAMIYORUM BAZEN, NE OLACAĞINI BEN BİLE KESTİREMİYORUM. HİKAYENİN ANA İSKELETİNİN DIŞINA DAHİ ÇIKTIĞIM ZAMANLAR OLABİLİYOR. UMARIM ORTAYA ÇIKAN ŞEYLER HOŞUNUZA GİDİYORDUR. :\
YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...
VE SİZLERİ SEVİYORUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAN
Teen FictionHayat acılardan ibaretti ya da biz yaralardan ibaretiz. Nerede canımızı yakan var ona gideriz, onu seçeriz , hatta onu severiz. Çünkü biz yaralarla yaşamaya alışanlarız. biz acıyı seven acıya aşık olanlarız. Hayat tarafından acımasızca sınava tabi...