16: Gurur yada Kalp?

14 1 9
                                    

Akay

Ben hala içeriyi görme çabasındayken Karan odaklanmış bir şekilde tek bir yere bakıyor. Kafamı eğip yüzüne baktım. Normal görünüyor. Ama öyle olmadığına eminim. Çünkü duygularını belli etmeyen, daha doğrusu edemeyen biri. Şuan ne yapacağım hakkında en ufak fikrim yok. Ah, teselli konusunda berbat olduğumu söylemiş miydim?

Tek yapabileceğim şey olarak Karan'ı kapıdan uzaklaştırıp bir yere oturttum. Dolan gözlerini etrafta gezdiriyor veya yere sabitliyordu. Sabırla bir süre bekledikten sonra konuşmaya çalıştım.

"Karan?"

Gözleri tam benimle buluşacak iken Hinode'nin ağlaması şiddetlenince hepimiz kapıya döndük.

Yazar

Merakla bakan 4 çift göz aynı noktada birleşti. Hinode'nin ağlaması iyice artarken Zakat ağlayarak sevgilisine sarılmış, geri tutmaya çalışıyor. Akay bu manzaraya karşı dayanamamış, o da başlamıştı yaşlarını akıtmaya.

Karan mı? Yatağa veya kafası en az teni kadar beyaz örtü ile örtülmüş bedene bakmıyor. Hafifçe bükülerek hastane yatağından sarkmış, sevdiğinin kar beyazı ellerine bakıyor. Dolan gözlerinden bir yaş firar etti bile. Özlemle bakıyor ellerine. Hiç değmediği ama yumuşak ve zarif olduğundan emin olduğu elleri tutmak istiyor. Sanki elleri değince uyanacakmış gibi. Sanki ellerini tutsa "Kalk güzel sevgilim" dese açacakmış gözlerini. Ancak tek yapabildiği daha kavuşamadan kaybettiği güzel omegasını izleyebilmek.

Akay dostunun bunu daha fazla izlemesini istemedi. Aldı dostunu, odasına götürüyor. Doktor arkadaşına gidip çıkış izni istiyor ve kurtarıyor dostunu hastaneden.

Bahçenin çıkışındalar. Bakışıyorlar. İkisi de ne olduğunu anladı. Aynı anda dönüşüp koşmaya başladılar. Akay dostuna döndüğünde gözlerini açtı şaşkınlıkla. Normal delta formunda sanmıştı ama değildi. Tüyleri siyahtı, ama gözleri morun açık tonları. Çok güzel ve nefes kesici görünüyor diye düşündü Akay. Belli ki delta ve sigma birleşmişti. Delta tüylerini, sigma gözlerini almıştı.

Karan bunun farkında değil tabii. Yalnızca anlamsız bir şekilde kendini güçlü hissediyor. Ama öyle olmadı hiçbir zaman. Şuan dışarıdan görenler kendisini delta olarak görüyor. Ancak delta onun yalnızca ismi. Diğer yüzyıllardaki deltalar yakışıklı, güçlü ve mantıklıydı. Mantıklı düşünüyorlardı önceden. Sürüsü onları liderliğe vermişti. Ama onu kabul etmediler lider olarak. Çirkinsin, güçsüzsün dediler. Kız gibisin bile demişlerdi. Sonunda tarihte bir ilk yaparak oy vererek seçtiler lideri. Kendisini de sürüye uzak bir yere yerleştirdiler. Okula gitmesine izin vardı. Bunu öğrenen Akay da beraber ayrı bir eve çıkabileceklerini söyledi. Karan kabul etti çünkü annesi yasaklarından dolayı ondan nefret ediyordu zaten.

Sevdiği neredeyse herkes bıraktı onu. Ne babası ne annesi ne de omegası.. Hepsi gitti. Yalnızca dostları kaldı yanında. Üst üste annesini ve babasını kaybettikten sonra bile bu kadar üzülmedi. Omega onun yaşam sebebi haline gelmişti. O olmadan ne yapacağını bilmiyor şuan.

İkisi de rüzgarı hissederken daha rahatlamış hissediyorlar. Karan'ın akmaya başlamış gözyaşları durdu. Eve yaklaştıklarında daha da hızlandılar. Normal bir hızda değiller ama. Tüm üzüntüleri sinir ve nefrete dönüşmüş gibi koşuyorlar. Karan doğal olarak önde, Akay ise arkada.

Aklına Aster düştü Akay'ın. Nasıl da ağlamıştı. Kan gelecekti gözünden neredeyse. Nefessiz kalmıştı ağlamaktan. Sonra Karan'ı düşündü. Çok üzüldüğü her halinden belliydi. Koşarken belli etmese de çok ağlamıştı o da. En değerlileri çok üzülmüştü bu ölümün ardından. Bunun bir sebebi olmalıydı. Regen iyi görünüyordu. Biri yapmıştı bunu ona. Zehirlemişti bilerek. Onun ölümü sevdiği insanlara tramva yaratmıştı. Bir katil yüzünden sevdiği insanlar üzüldü! Kim oluyorda şuan rahatça dışarıda olabiliyor? Kim oluyor da Akay Yılmaz'ın sevdiği insanları üzebiliyor?!

Üç RuhluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin