13:Yıldız Paylaşımı

14 4 8
                                    

Aster

Karan'ın sedyeyle beraber ameliyata alınışı, hastanede 4 saat beklememiz, hepsi saniyeler gibi geçti. Bekleme işi biraz daha uzundu ama. Şuan yoğun bakımda, öylece komada yatan arkadaşıma bakıyorum. Zakat ve Hinode perişan haldeler. Ben onlar kadar yakın değilim ama lisede 4 yılım onunla geçti sayılır. Çok içe dönük asosyal birisiydi ama seviyorum onu.

Yoğun bakımın önündeyiz, oturuyoruz. Hinode ağlamaktan yorgun düştü. En sonunda Zakat'ın omzunda uyuyakaldı. Zakat da dakikalar içinde uyudu.

Hiç çıkmamasına rağmen Akayım geldi aklıma. Şimdi gidip görsem sorun olmaz değil mi? Danışmanın oraya gittim. Akay'ın oda numarasını öğrendim. 0613. Hızlıca gittim. Kapının önünde cesaretimi topladım ve içeri girdim yavaşça.

Kapıyı kapattım. İlk olarak kalp cihazının sesi kulaklarımı doldurdu. Bu ses heyecanlanmama sebep olurken ilerledim. Gözlerim ilk odadaki koltukları, ardından Akay'ın soluk yüzünü buldu. Onu gördüğüm anda kalp ritmim değişirken gözümden bir damla yaş aktı. Çok- çok yorgun ve güçsüz görünüyor. Benden bile..

Yanına yaklaştım. Yüzüne düşmüş siyah saç tutamlarını yanağından çektim. Gece kadar siyah saçlarıyla oynadım bir süre. Yıldız ellerim çok yakıştı gecelerine. Dayanamadım. Tek elimi yavaşça yanağına indirdim ve okşadım. Ay kadar parlak teni çok güzel. Aldığı yavaş nefesler, gece esen hafif meltem gibi. Güzelliği ise evrene bedel. Bir eksik var sanki. Tabiki koyu kahve gözleri. Göster bana Akayım o güzel galaksilerini.

"Göster bana sevdiğim.."

Birkaç öksürük sesi tüm odada yankılanırken Akay'ın tuttuğum elini daha da sıktım. Gözlerini yavaşça aralayıp halsizlikle bana baktı. Sadece bana. Saniyeler boyu hafifçe gülümsediğim suratımı ve gözlerimi izledi. Şu anı yazmaya çalışsam bir ömür yetmez. Yine beni ikiletmedi. Yine yaptı istediğimi, gösterdi bana galaksilerini.

Ben onun yıldızlarını sayarken çatallı sesiyle konuştu.

"Aster? Karan, iyi mi?"

Sorusuna şaşırsam bile çaktırmadım. Ne diyeceğim? Canından çok sevdiğin dostun komada mı?

"K-Karan- Ah, evet. Evet iyi."

Yalandan bir gülümseme sundum ona. Ama o pek inanmış gibi görünmüyor. Aynı ciddiyetiyle bakıyor.

"Dinliyorum?"

Derin bir nefes aldım. Daha iyi değil. Söylersem çıldırır. Ama başka şansım yok gibi.

"Söyleyeceğim ama kakmak, delirmek veya bağırmak yok. Yoksa söylemem."

Kafasını hızla onaylamak için salladı. Bittin Aster.

"Karan komada."

"NE"

Ne yaptığımı farkettiğimde elimle ağzımı kapattım. Hayır ya. Pat diye söylenir mi?

Tam ayaklanacakken göğsünden tutup geri yatırdım. Üstündeki açılan pike örtüyü üstüne örttüm.

"Ama-"

"Aması yok! Hiçbir yere gitmiyorsun Akay. Yatacak, iyileşeceksin. İyi olduğunda onu görmeye gideceksin. Daha biz bile görmüyoruz. Sana herşeyi haber vereceğiz ama lütfen. Sen hızlıca iyileş sadece."

Bunları söylerken gözlerim doldu bile.

"Her adımımda aklımdaydın. Seni yanımda görmemek, ne halde olduğunu bilememek çok kötüydü. Sen bilmiyorsun belki ama çok yoruldum. İyi olman için. Bana bu bencilliği yapamazsın. Nasıl korktum senin için biliyor musun sen? Şimdi sadece seni iyi ve sağlam bir şekilde görmek istiyorum. Çok mu?"

Üç RuhluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin