23: Mühür

7 1 14
                                    


Delta

Omeganın güzel gözlerine bakmak benim için kurtuluş gibi. Tüm olumlu duygular ve istek hissi bedenimi ele geçirdi.

Benimle oynuyormuş gibi alaycı bir şekilde gülümsedi. Hoşuma gitse bile garipsedim.

"Amacın ne omega?"

Sesim istemsizce derin çıktı. Tek baktığım şey açık pembe gözleri. Hipnoz olmuş gibi sanki.

"O derin sesin ile amacıma yaklaştırıyorsun beni delta..."

Kafam karıştı. O da bunu farketmiş olmalı ki konuştu.

"Anlamamışsın galiba."

Yavaşça yüzüme doğru yakınlaştı. Burnumuz neredeyse birbirlerine değiyor. Sıcak nefesleri dudaklarıma vuruyor. Olabilecek en derin sesiyle konuştu. Amacını anladım. Hemde fazlasıyla...

"Şimdi anlamış olmalısın."

Burnundan gülerek sırıttı. Kuru dudaklarını nemlendirdiğinde yutkundum. Gözlerim kiraz dudaklarına kaydı istemsizce. İstek duygum hiç bu kadar güçlü olmamıştı.

Gözlerimi dudaklarından yavaşça irislerine çıkardım. Bu sefer ben oynadım. Final oyununu.

"Neden olmasın?"

Aynı anda açlıkla kapattık dudaklarımızı. Yılların acısını çıkartırcasına, iştahla. Rengi de tadı da güzeldi dudaklarının kendisi gibi.
Gözlerimiz yavaşça kapandı, kaptırdık kendimizi. İlk ve gerçek olarak öpmek çok güzel. Dakikalar geçtikçe sonsuza kadar bu anı sürdürme isteği içime işledi.

Ben devam ederken bir anda geri çekildi. Birbirimizin her detayını inceledik bir süre.

"Bununla yetinmek istemiyorum delta..."

Ne dediğini anlamak istercesine baktım. Saçlarını tamamen bir tarafına aldı. Kar beyazı boynunu ortaya çıkardı. Akşam güneşinin okşadığı beyaz teni yıldızlar kadar parlak.

O ise bu halimi anlamış, gülerek bana bakıyor. Yaramaz omega. İç güdülerimi zor zaptediyorum. Bunu çok iyi biliyor.

"Tamamen senin olmak istiyorum delta. Tüm benliğini içimde hissetmek istiyorum."

Sahiplerimizin aksine kurt iç güdülerimiz bizi yıllardır tanışıyormuşcasına yakınlaştırıyor.

İsteğine boyun eğdim. Başını daha da yana eğerek benim için alan açtı. Dişlerim kaşınıyor. Benim olanı herkese göstermek istiyorum.

Sivri dişlerimi şah damarına geçirip iştahla gelen kanı emmeye başladım. Zevk ile gözlerimi kapatmıştım. Omegamı mühürlemek benim için oldukça güzeldi. Ben derisine mührümü yerleştirirken, acı ve haz karışımı bir sesle inliyordu. Beyaz teni kırmızıya büründü. Her saniye daha da fazla hissettim onu.

Sonunda dişlerimi yavaşça geriye çektim. Etrafına saçılan kanları yaladım ve iyice temizledim. Kafamı geri çekip şaheserime baktım. Kırmızı ve pembe karışmış, yingyang şeklini almışlardı. Muhteşem bir görüntü.

Ancak daha muhteşem olan şey ise herşeyini hissetmem. Duyguları karışık. Nefesi düzensiz ve kalp atışlarını içimde hissediyorum. O da beni hissediyor. Ama daha önce böyle birşey olmadığı için ne yapacağını bilmiyor.

"Sakin ol omegam. Yalnızca minik hisler. Alışmaya bak."

Ben bu sözümü söyledikten sonra ikimizde kontrolümüzü kaybettik. Son kez onu duydum.

"Bağımlısı oldum bile deltam."

Karan

Zorla da olsa geri döndüm. Ne yaptıklarını bilmiyorum. Bana göstermedi delta. Ama içimde birşeyler hissediyorum. Garip ama hoş. Daha sonra başka bir his geldi. Kafa karışıklığı ve belirsizlik. Bu bana ait değil. Başımı kaldırıp ona baktım. Benim değil, onun hisleri...

Üç RuhluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin