Lock

58 7 24
                                    

Jake geri döndüğünde Sunghoon onu bekliyordu. Kapının önünde elinde bir mektupla bir ileri bir geri gidip geliyordu. Jake geldiğini belli edecek şekilde hırlamıştı kurt formundan şuan çıkmak istemiyordu. Sugnhoon onun olduğu tarafa döndüğünde hızlı adımlarla kurda ulaşmış ve boynuna sarılmıştı. Jake bu duruma elinde olmadan şaşırmıştı Sunghoon tüylereden gerçekten nefret ederdi. Jake bu yüzden onun kurt formundayken ona yaklaşacağını düşünmüyordu. Fakat çok büyük yanılmıştı çünkü Sunghoon tüylerine birkaç öpücük bile kondurmuştu. Daha sonra ise geri çekilerek kaşlarını çatıp kendisine büyük ve ışıltılı gözlerle bakan kurda baktı.

"Buna gittikçe alışmaya başlıyorum ve bu hiç hoşuma gitmiyor"

Jake yine insan formuna dönmüştü. Sunghoon'a bakarak resmen kahkaha atıyordu. Sunghoon gözlerini devirip ondan uzaklaşıp yürümeye başladı.

" Tamam ya kızma gel buraya" jake onun arkasından ona yetişmek için adımlarını hızlandırdı.

"Bir mektup geldi senin adına o yüzden açmadım" sunghoon mektubu yanında duran çocuğa uzattı ama onunla dalga geçtiği için ona bakmıyordu. Jake ise onun bu tatlı haline gülmüştü.

Mektubu aldıktan sonra açtı ve Jungwon'dan gelmiş olduğunu anladı. Acilen oldukları yere gelmelerini söyleyen kısa bir not ve bir kütüphanenin konumu vardı. Jake oraya daha önce gitmemişti. Adımları durmuş nasıl gideceğini düşünmeye başlamıştı. Sunghoon onun durduğunu fark ederek adım atmayı bırakmış ve vücudunu ona doğru çevirmişti.

"Sunghoon" demişti Jake ama devamını getirmemişti.

Sunghoon cevap vermeden öylece onun gözlerine bakıyordu.

"Subitis Kütüphanesini biliyor musun?" Jake ismi tekrar okudu emin olmak için.

"Siktir" Sunghoon'un ağzından dökülen tek kelime bu olmuştu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Riki Jungwon ve Jake gittikten sonra keyfi kalmamış ve bütün gün nehrin yanında oturmuştu. Gelen ayak sesleriyle arkasına dönmüştü. Sunoo elinde bir kap ve iki kahveyle kendisine doğru geliyordu.

"Üzgünüm rahatsız etmek istemezdim fakat moralin çok bozuk gibi duruyordu hem bu yüzden hem de öğle yemeğine gelmediğin için sana yemen için bir şeyler getirmek istedim. Böyle de emri vaki gibi oldu ama yani istemiyorsan gidebilirim. Tabii kahve kek senle kalabilir yani istersen tabii" sarışın genç cümlelerini hızlı hızlı sıralarken oturan çocuk kahkaha atmaya başlamıştı.

"Sakin ol ve otur Sunoo, teşekkür ederim tatlı düşüncen için." oturan çocuk konuştuğunda sarışın olan tatlıca gülümsemiş ve diğer gencin yanına oturmuştu.

"Saçların çok güzel bu arada yani bayıldım açıkçası" kekin kabını açarken konuştu Sunoo

"Teşekkür ederim. Seninkilerde çok hoş aslında." dedi Riki

"Bende teşekkür ederim ama gerçekten senin saçlarının ayrı bir havası var yani üç farklı ton ahenk içinde, sanki senin için yaratılmışlar gibi. Saçlarının köklerinden başlayan sarılık hafif turuncuya dönüyor ve saçlarının ucu kırmızının en güzel tonlarından birinde. Tanrım gerçekten bir tilkiyi andırıyor ya da hmmm aslında düşününce anka kuşu vibeı da var" demişti Sunoo Riki'nin saçalarını dikkatlice incelerken.

Riki anka kuşundan sonra yutkunmuştu ama bozuntuya vermeden gülümsedi ve bir kez daha teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

"Senin saçlarında güzel ya sapsarı am aradaki mavi mor tutamlar farklı bir hava katıyor sana" Riki konuşurken kendisine uzatılan kekten bir dilim almış ve ağzına atmıştı.

CageHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin