"Ne demek Jay ortalıktan kayboldu?" Heeseung sesini yükselterek konuştuğunda Jungwon irkilmişti
"Bilmiyorum atıştık biraz daha sonra geri döndüm ama yoktu ve bu mektup vardı" Jungwon çatallaşmış sesiyle mektubu Heeseung'a uzattı.
Heeseung mektubu alıp okumaya başladı.
'Değerli arkadaşlarım ve sevgilim
Öncelikle beni merak etmemeniz gerektiğini söylemeliyim. Korkunç bir hata yaptım ama düzelteceğime emin olabilirsiniz. Ayrıca kesinlikle meraklanmamanız gereken diğer şey ise Chris'in geleceğimizden haberi var. Bensiz gidebilirsiniz. Eminim sizi yönlendireceklerdir.
Jungwon fikirlerine saygı duymadığım için özür dilerim. Merak etme küçüğüm kısa bir süre sonra buluşacağız. Sevgilerle Jay'
Heeseung sinirle yumruğunu masaya geçirdikten sonra derince nefes aldı. Jake Jungwon'un kolundan tutmuş ve biraz önüne geçmişti. Gözleri parlıyor dişleri ve yüz hatları belirginleşiyordu.
"Onu bulmak zorundasın Jungwon yoksa Chris'in yanına giremeyiz. Jay olmadan bizi oraya almazlar özellikle de beni" Heeseung
boştaki eliyle şakaklarını ovarken mırıldandı."Bulacağım onu" Jungwon Jake'in tutuşundan kurtulup çoktan dışarıya yönelmişti giderken mutfaktan küp şeker almayı ihmal etmedi.
Jake Heeseung'a pek hoş olmayan bir bakış attıktan sonra giden Jungwon'un arkasından ilerledi.
"Won-" Jake konuşamadan Jungwon onun sözünü kesti
"Hayır hyung. Kendim gideceğim bir kaç saate dönerim" dedi Jungwon ıslık çalarken
"Çocuk" Sunghoon'un sesini duymasıyla arkasına döndü
Sunghoon ona yaklaştı ve bileğindeki mührü gösterdi.
Mühür silik bir hal almıştı. Ama Jungwon net bir şekilde görebiliyordu.
Sunghoon ince uzun parmaklarını mührün üstünde gezdirdi. Jungwon'un diğer elini yakalayıp mührün üstüne koydu. Jungwon zihninde belirenlerle adresin fısıldandığını
duydu.Gülümseyerek Sunghoon'a baktı
"Teşekkür ederim hyung" Jungwon gelen pegasusa binerken konuştu.
"Önemli bir şey değildi çocuk" Sunghoon umursamazca elini havada salladı.
Jay'i bir kez daha kaybedemezdi. Bir kez yapmıştı tekrar değerli arkadaşını kaybetmek istemedi.Jungwon ağaçlar arasında kaybolurken aklına gelen anılarla gülümsedi.
⋆˚🐾˖°
Küçük Sunghoon üstü çamura bulanmış şekilde koşuyordu. Jay ve Heeseung ise onun arkasından geliyorlardı. 3 küçük çocuk bahçede öylece koştururken bunun son görüşmeleri olacağından habersizlerdi.
Sunghoon babasını kaybedeli bir kaç yıl oluyordu. İçine kapanık bir çocukken Jay ve Heeseung çıkagelmiş onu dünya ile tanıştırmışlardı. İkisine sonsuza denk minnettar olarak kalacaktı Sunghoon.
Sunghoon'un annesi onları camdan izliyor ve planı için doğru zamanı bekliyordu.
Oğlu yalnız büyümeliydi. Bir buz kadar soğuk olmalıydı. Gülmemeliydi. O bir vampirdi ve Lee Know soyunun devamıydı. Büyük babasına yakışır şekilde devam etmeliydi.Bir kaç saat sonra çocukları yemek için içeriye çağırdı solgun tenli kadın.
Yemekten sonra Sunghoon odasına çıkmıştı oyuncak almak için o sırada annesi çocukların önüne iksirleri koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cage
Fanfiction"Kötü bir ruhun ele geçirdiği bir kişiyi sadece onun daha önce tatmadığı bir şeyi tattırarak kurtarabilirsin Jungwon" dedi Jay. "Ne o Jay?" Jungwon merakla sordu büyüğüne "Aşk Jungwon aşk..." dedi Heeseung hüzünle camdan dışarıyı izlerken