- Bak oğlum bu rol gerçekten sana göre değil.
-Niye bana göre değil baba? Beceremediğimi falan mı düşünüyorsun?
-Hayır tabii ki, ama..
-Ama?
-Bu rol sana göre değil işte.Sen daha iyi rollere layıksın.
-Şaka mı yapıyorsun baba? 2 yıldır bu dizi için emek harcıyorum. 7 bölüm sonra final yapacağız. Ayrıca dijital platformda yayınlanıyor.
-Hayır dedim izin vermiyorum.
-İzin alacak yaşı çoktan geçtiğimi düşünüyorum. Size afiyet olsun.
-Yiğit!
Yiğit Efe yemek masasından kalkıp odasına çekildi.
Annesi ise babasını yatıştırmaya çalışıyordu.
-Üzerine gitmesen mi artık Fırat?
- Ne yapayım Firdevs? Oğlumuzun gidişatına seyirci mi kalayım? Tam 2 yıldır setten odasına, odasından setine. Daha bu hafta çıktı odasından da beyefendi bizimle kahvaltı etmeye lütfetti.
- Bize de bir şey söylemiyor ki anlayalım derdini.
- Ben anladım onun derdini.
-Nasıl?
-Amcamın oğlu Ferhat da böyleydi. Sonra bir öğrendik ki tarikat mıdır nedir ona girmiş. Beynini orada iyice bulandırmışlar.
- Biraz fazla abartıyorsun sanki.
-Bir düşünsene Yiğit Efe ışıklı bir ortamda uyuyamaz. Ama yaklaşık 2 yıldır odasının ışığı açık uyuyor. Bak neler oldu, nasıl oldu en ufak bir fikrim yok ama bu belirtiler Ferhat ile aynı.
-Yapma hayatım sende nelere yordun ya hu. Belkide aşık olmuştur, depresyona girmiş olamaz mı?
-Yiğit Efe'yi red edecek kız daha tanımadım. Ben, din ile aklını yitirmesinden korkuyorum. Bak demedi deme. Bunun altından söylediklerim çıkmazsa ben de Fırat KORKMAZ değilim.
-Ağzından yel alsın Fırat. Neler söylüyorsun öyle.
...
2 Yıl.. Tamı tamına 2 yıl geçti. Bir daha ne bir yerde karşılaştı ne de bir mesaj attı. Artık emindi mesajları o kız atıyordu. Ama kimdi bu kız?
Olanlardan sonra rüyaları hala devam ediyordu. Ancak iki aydır gördüğü bir rüya vardı, diğerlerinden çok farklıydı. Uçurumun kenarına kurulmuş bir salıncağa oturmuş sallanıyor. Sonra salıncağın ipi gevşemeye başladığını görünce içini bir korku kaplıyor. Ayaklarını yere sürterek durdurmak istiyor ama durmuyor aksine hızlanıyordu. Arkasını dönüp'Yardım edin' diye ne kadar feryad etse de kimse gelmiyordu salıncağı durdurmak için. Son kez baktı arkasına. 'bir ümit ' dedi içinden. Ve yine o kızı görmüştü. Yine elini uzatıyordu ona. Kurtulmak için o da elini uzatıyor. Kızın elini tuttuğunda uykusudan uyanıyordu.
Yiğit Efe yine hafta da en az bir kere aynı rüyayı görüyordu. Geceleri karanlıkta yatmaya korkar olmuştu. Ölümü çok yakınında hissediyordu. Bu yüzden odasının ışığını söndürmeden yatıyordu.
Aldığı senaryo ise cabası. Tasavvuf, tekke ile alakalı çekilen dizide başrol oyuncusuydu. Aslında aradığı şeyi bu senaryonun içinde bulabilir diye kabul etmişti. Belli mi olur.
Düşüncelerinden telefonun çalmasıyla sıyrıldı.
- Evet Mert seni dinliyorum.
- Instagram hesabından pek bir şey çıkmadı. Konum falan paylaşmıyor. Paylaştığı resimlerden yola çıkarak bulunduğu yerin Sultan Ahmed Camiine yakın bir yer olduğu kanaatindeyim.
- Kesin değil yani?
- Maalesef. Aslında yerini tespit edebilmek için bir yol var ama..
-Nedir?
- Telefonunu hackleyebilirim.
-Yok o olmaz. Özeline giremem.
Telefonun ucundaki arkadaşı gülünce sordu Efe.
-N'oldu?
-Suç diye değil de özeline girmek istemediğin için istememen biraz tuhaf.
- Neyse, sen daha detaylı bir şeyler bulursan beni ararsın.
-Anlaştık kaptan.
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U.K.S.K.
General FictionBen bulutlara bile anlam yükleyen insanım, bana öyle anlamsızca bakma.. En etkileyici sıralamada; #1 traji #3 traji