Zengin bebesi

7 4 1
                                    


Kalp denen organ, ne tuhaftı. Hem sevebiliyor, hem kırılıyor, hemde nefret edebiliyordu. Gerçi hep aklına güvenir, mantığıyla hareket ederdi genç adam. Bu yüzden hiç sevgilisi olmamıştı. Ancak bu hafta okula gelen kız dikkatini çekmişti.

Okulda oyunculuğunun yanı sıra yakışıklılığıyla ün yapan Yiğit Efe KORKMAZ, kızın yanına yaklaşınca kalbi yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Ama kız, onu hiç görmüyordu. Hayır baktığı halde görmüyor değil. Kız kitaplardan başını kaldırmıyordu. O da okumayı seviyordu ama bu fazla diye düşündü. Baksa bile belki kız kendisiyle sadece ünlü olduğu için birlikte olacaktı. Ya da tam tersi kendisi için belki de geçici bir hevesti. Ulaşınca bıkacaktı, istemeyecekti onu. Böyle düşününce ondan uzaklaşmak istedi. Eğer öyle olursa onu da üzecekti. Olmazdı, olmamalıydı.

....

Ders sonrası kütüphaneye kapanıp tüm dikkatini verip test çözmeye başlamıştı. Tâ ki o kız gelene kadar. Hayır, toparlamalıydı kendisini, bir kıza yenilemezdi.

Kendisine telkin verirken kız karşısındaki masaya oturunca dikkat-mikkat kalmamıştı. Çantasını toparlayıp kütüphaneden çıktı Efe.

Arabası yarım saat sonra gelecekti. Yürümek en iyisiydi. Annesini arayıp şoförünün gelmemesini söyledi. Annesi ısrar etse de ikna etmeyi başarmıştı. Annesinin ısrar etmesinin sebebi fanları olduğu gibi düşmanlarınında olmasıydı.Endişelenmesinin sebebi buydu.

Biraz açık havada yürürken başına şapkayı, yüzüne de maske takmayı ihmal etmedi. Kızlar fark ettikleri an etrafına toplanabilirlerdi.

Telefonuna yine bildirim yağıyordu. Yine ilk gelen bildiri malum kişidendi.

"Neyi çok bekler ve umarsan o senden uzaklaşır. Hem ne demiştik; istediğini almak değil, verilene râzı olmaktır imtihan.."
(Yunus Emre Hazretleri)

Bu bir mesaj mıydı acaba? diye düşündü bir an. Sonra hafifçe başını sağa sola sallayıp kafasındaki düşünceleri kovmaya çalıştı.

Arkasından gelen seslere kulak kesildi sonra.

-Şuna baksana sallasan en az 10 bin nakit çıkar üzerinden. Ayakkabıları da marka. İyi okuturuz bizim mekanda.Kesin zengin bebesidir bu.

Kendisine ithafen konuşulduğunu duyunca arkasına dönüp baktı.

- Bi şey mi dediniz?

Karşısındaki iki tane iri yarı adam genç adamın sözlerini ciddiye almamış gülmeye başlamışlardı.

-Zengin bebesi dedim. Zoruna mı gitti?!

Sakin olmalıydı. Başını belaya sokmaması gerekiyordu.

- Akşam akşam uğraştırmayın beni, hadi gidin yolunuza.

Tipleri pek hayrı çağrıştırmayan adamlar Yiğit Efe'nin başına bela olmaya niyetlenmişlerdi sanki.

-Oou korktun mu lan yoksa?

Yiğit Efe kendine telkinler veriyordu. Arkasını dönüp yürümeye başladı.

-Olay çıkarma, sakın olay çıkarma.

- Nereye ya? Daha yeni başladık eğlenmeye.Kuluçkaya yatmaya mı gidiyorsun yoksa? Sözlerinin ardından mide bulandıran kahkahalarını attılar. Yiğit Efe'nin ise kanı kaynıyor, bulaşmamak için kendini çok zor tutuyordu.

Sonra o an bir şey oldu.

Adamların canı yanıyormuş gibi bağrışlarını duydu. Arkasını dönüp baktığında ise baştan aşağı siyah giyinmiş, peçeli, elinde tahminince göz spreyi olan bir kız gördü ve o adamları nasıl hakladığını da...

Adamlar yere serilmiş kıvranırken, kız bir kez baktı ve oradan hızla uzaklaştı. Ne diyeceğini bilememişti, bir teşekkür bile edememişti.

*****

U.K.S.K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin