Yarın son sayfasını verecek ve hafızlığını bitirecekti. Çok heyecanlıydı. Babası bir hafta öncesinden kızına hafızlık elbisesini almış, evin içinde giyinip prensesler gibi dolanıyordu.Keşke ailesi de yanında olsaydı. Akşamüstü annesi aramış ve bir hafta daha kalacaklarını söylemişti teyzesine.
-Çok yakıştı bu elbise sana.
-Bende çok beğendim.Keşke bende konuşsaydım teyze. Özledim onları.
-Dedenin seveni çok biliyorsun, gelen gideni çok oluyordur teyzeciğim.
-Bilmem mi.
-Bakıyorum da birileri bizden fena halde sıkılmış. dedi Rabia şakayla karışık.
-Olur mu hiç öyle şey. Niye sıkılayım ki sizden. Sadece..bizimkilerden ilk defa bu kadar uzun süre ayrı kaldım. Bir de annem hafızlık programımda olamayacak.
Hümeyra Hanım ağlamamak için direniyordu. Belli etmemek için gözgöze gelmemeye gayret ediyordu. Ama yakalanmıştı.
-Teyze? Ağlıyor musun yoksa sen?
Deva yerinden kalkıp teyzesinin yanına oturdu.- Niye ağlıyorsun?
-Yarın hafızlığını bitireceksin ya. Çok duygulandım o yüzden. dedi geçiştirerek.
- Tamam sevin ama ağlama ya. deyip biricik teyzesine sarıldı.
-Aaa kıskanıyorum ama haa. diyerek diğer yanına oturup sarıldı annesine Rabia.
Kapı çalınca Deva içinde bulunduğu sevinçten dolayı kapıyı açmak için kalktı. Üzerinde cilbabının, yüzünde peçesinin olmadığını kapıyı açtıktan sonra farketti.Karşılaştığı kişiyle birlikte bir anlık kalakaldı. Sonra pat diye kapıyı yüzüne kapattı.
-Kimmiş gelen?
Rabia yanına gelmiş şaşkın kuzenine bakıyordu. Kapının ardındaki kim bilir ne kadar şaşkındı.
-Rabia, niye söylemiyorsun "abla üzerinde cilbab yok sen kalkma ben açarım" niye demiyorsun?!
-Aağğ! Erkek miydi? dedi kısık sesle.
-Aağğ! Erkekti. Hem de alt komşumuz olan şahıstı. diye karşılık verdi Deva.
Rabia kendini tutamayıp ağzından küçük bir kıkırtı çıkardı.
-Gülme!
-Çocuğun yüzüne mi kapattın kapıyı?
-N'apsaydım? Bu halde içeri buyur mu etseydim?
-Tamam sen içeri gir ben bi bakayım. Büyük ihtimalle hayatının şokunu yaşıyordur çocuk.
-Tövbe tövbee. deyip odasına geçti Deva. Rabia kapıyı açınca karşılaştığı manzaraya pek şaşırmamıştı üstelik komik bile gelmişti. Kapıda donakalmış bir adet Yiğit Efe duruyordu.
-Hoşgeldin Yiğit. Bir şey mi diyecektin?
-Ş.şey ben..tabak yemeği aman yemek tab.. Ne diyorum ben ya?
Elindeki yemek tabağını uzatarak konuştu.
-Bunu getirmiştim.
-Alayım ben onu.
-Hayırlı akşamlar.
-Hayırlı akşamlar.
Rabia muzipçe gülerek kapıyı kapattı.
....
Yiğit Efe gördüğü şeyin şokundaydı hâlâ. Kalbi tekerleği patlamış kamyon gibi gümbür gümbür atıyordu. İlk defa görmüştü. Gönlünün güzelliği yüzüne de yansımış olmalı diye düşündü.
Bir süredir yapmak istediği şey geldi aklına. Telefonunu açtı videoyu kayda aldı ve başladı konuşmaya.
》Hayırlı akşamlar arkadaşlar. Ben Yiğit Efe KORKMAZ. Evet bir süredir gözden kayboldum. Sebebini açıklamak için böyle bir video çekmek istedim. Aslında kimseye bir şeyleri açıklamak zorunda değilim. Ama artık bu mecraada olmayacağımı bilmeniz de fayda var. Yaklaşık iki yıldır bir arayış içine girdim..Hiçbir şey beni tatmin etmiyordu. Sonra biri çıktı karşıma bana hakikatten bahsetti. Huzur ile mutluluğun ayrı şeyler olduğundan, Allah'tan, bu dünyaya geliş amacımızdan, bir gün öleceğimizden...Başta kabullenmek istemedim. Çünkü bu gerçekler ağzımın tadını kaçırıyordu. Ama daha sonra bu gerçeklerden kaçamayacağımı anladım. Yaptığım işin ne bana ne de insanlara faydası olmadığını fark ettim. Belki de cehennem hayatını tatmanıza vesile olacaktım.Aradım ve aradığımı da buldum. Şuan bu kisvem size tuhaf gelebilir ama ben böyle çok mutluyum ve huzuru bulduğuma inanıyorum. Bu uyanışıma vesile olan kişiye çok teşekkür ediyorum. Bu yardımını asla unutmayacağım. Yaptıklarının karşısında ne yapsam kifayetsiz kalır.. Instagramımı kapatacağım. Youtube kanalımdan da günaha girmenize vesile olacak şeyler değil de artık Allah'a davet eden videolar paylaşacağım.Bu dünya geçici arkadaşlar. Hiçbirimiz kalıcı değiliz burda. Ve ben bunu iliklerime kadar hissettim. Arada ölümü düşünmeyi size de tavsiye ederim. Söyleyeceklerim bu kadar. Allah'a emanet olun.《
Videoyu paylaşıp yatağına yattı. Üzerinden tonlarca yük kalkmıştı sanki. Bir kuş kadar hafiflemişti. Telefonu çaldı birden arkadaşı Mert arıyordu. Açtı ve kulağına götürdü.
•Kardeşim, patlatmışız videoyu?
•Zamanı geldi de geçiyordu. Kimseden bir şey saklamama gerek yok artık.
•Gelen kötü yorumları takma kafana tamam mı?
•Taksaydım zaten böyle bir video paylaşmazdım.
•Aştım artık diyorsun?
•Aynen öyle.. Yarın Deva'nın hafızlığı bitiyormuş.
•Eee? dedi Mert îmayla.
•Şöyle küçük bir sürpriz mi yapsak diyorum. Çok sevinir.
•Bir şey söyleyeceğim. Sen bu kızı bayağı bir önemsemeye başladın. Bana bak lan, âşık mı oldun yoksa?
•Ya ne alakası var.
•Heh yakalandın! Sen ne zaman bir şeyleri geçiştirmek istesen bu cümleyi kuruyorsun. Hahhahha
•Boş boş konuşma Mert.
•Aha! İkinci cümleni de kurdun daha delil aramaya gerek yok. Biliyordum abi biliyordum! O zaman ben sana geliyorum, şu meseleyi bir konuşalım.
•Gel sen gel ben senin kafanı kopartacağım.
******
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U.K.S.K.
General FictionBen bulutlara bile anlam yükleyen insanım, bana öyle anlamsızca bakma.. En etkileyici sıralamada; #1 traji #3 traji