Taze fasulye

4 2 0
                                    



-Eveet, bahsettiğim ev burası.

Yok artık dedi içinden genç adam. Tutturmaya çalışsa bu kadar başaramazdı diye düşündü. Deva'nın kaldığı yerin alt katındaki evi dolaşıyordu. Hiç bu kadar şanslı hissetmemişti kendini.

- Ben burayı sevdim, burası olsun.

-Yalnız elektronik ev aletlerini aynı anda çalıştırdığında şalter atıyor haberin olsun.

-Sorun değil abi. Zaten o kadar işi aynı anda yapamam, tek başıma yaşayacağım, gelirse bi arkadaşım gelir.

Cebinden evin anahtarlarını çıkartarak Yiğit'e uzattı.

-Eh iyi madem. Hayrını gör o zaman.

Yiğit Efe de elindeki para dolu zarfı ev sahibine uzattı.

-Sende bereketini gör. diyerek el sıkıştılar.

Kalacak yer bulabilmişti. Şimdi sıra evin içini doldurmaktı. Malum, evden çıkarken yanına sırt çantasından başka bir şey almamıştı. Elinde kalan paranın bir kısmıyla yatağını sipariş etmiş,akşam olmadan buraya yakın olan pazara gidip mutfak malzemelerini almıştı. Tek başına, babası olmadan ayakta durmaya çalışıyordu, kolay değildi. Ama başaracaktı, buna inanıyordu.

-Ee zahmet olmadan rahmet olmazmış Yiğit Efendi.

Bi an söylediği sözden dolayı kendisine şaşırmıştı.

- Ben bu sözü nerden biliyorum ki?" bir süre sonra tebessüm ederek yine kendi kendine konuştu.

- Mevlâ imtihanlarla insana neler öğretiyor.

Kendi kendine konuşmasını bölen kapı sesi olmuştu. Yerinden doğrularak kapıyı açmaya kalktı.

Kapıyı açtığında 50li yaşlarda bir adamla karşılaştı.

-Selamun aleyküm evlâdım.

-Ve aleyküm selam amcacığım.

-Bugün taşındığını duydum. Biz bir üst katta oturuyoruz. Hazır da yemeğin yoktur. Bizim hanım da bugün taze fasulye yapmış. Buyur afiyet olsun.

- Hiç gerek yoktu aslında bugün pazar alışverişini yapmıştım. Ama çokta güzel kokuyor. Geri çeviremeyeceğim. Allah razı olsun.Adım Yiğit Efe bu arada.

-Memnun oldum. Bende Mehmet.Maşaallah, adınla yaşa evladım. Nerelisin sen? 

- İstanbulluyum Mehmet Amca. 

- Annen baban yok mu? 

- Yok. Yani var da ben tek başıma taşındım. 

- Kendi ayaklarım üzerinde duracağım diyorsun ha?.

- Öyle desek yanlış sayılmaz. 

- E böyle ayak üstü sohbet olmaz ki. Sen yarın bize gel bi çay içelim, sohbet edelim.

-Olur Mehmet amca. Sağolun.

-Hadi hayırlı akşamlar, selametle.

-Hayırlı akşamlar.

Kapıyı kapattıktan sonra şaşkınlığını üzerinden atamadı.

-Oha ben az önce Deva'nın babasıyla mı konuştum¿ Çok heyecanlı. Yalnız mis gibi kokuyor bu yemek.

Aldığı malzemelerden de küçük bir sofra kurup karnını doyurmuştu. Bugün ondan daha mutlusu yoktu. Çünkü hem setten ayrılmış, hem Deva'ya yakın bir ev tutmuş, hemde babası ona yemek getirmişti. Üstelik yarın çaya davet etmişti. Akşam sipariş ettiği yatağı da gelince rahat bir şekilde yatabilirdi.

*****

U.K.S.K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin