Mesteraha

5 2 0
                                    




 - Şansa bak kıza sürpriz kutlama yapacakken asıl bize fena sürpriz yapıldı. Mehmet Amca'yı da yeni tanımıştım. İyi biri daha göçtü gitti.

- Hep iyiler gitmez mi zaten?

- Yiğit, toparlanmamız gerek. Deva için kendine gelmen lazım. Mutlu olduklarını görmek istiyorsak onlara iyi gelmemiz lazım.

-Gördüğün gibi benim halim hal değil. Aklında var mı bir şeyler?

- Var gibi. Hadi hazırlan sen.

.....

- Çok gecikmeyin evlâdım. Deva'nın pek keyfi yok zaten rahatsızlanır diye korkuyorum.

-Merak etme Hümeyra Teyze kızlar bizimle güvende.

- Ablam senden bahsetmişti, iyi biri olduğunu söylemişti. O yüzden bu kadar rahat olabiliyorum. Yoksa bu kadar geniş biri değilim.

- Onların hakkını ödeyemem. Geldiğimden beri beni hiç yalnız bırakmadılar. Hep bir sıkıntım var mı diye kapımı çaldılar. Ben de sizi bırakmayacağım. Ne sıkıntınız olursa olsun beni arayın.

- Allah razı olsun evlâdım. Deva'mın yüzü gülsün de ben daha bir şey istemem.. Ha bir de komşulara görünmeden girin çıkın Allah aşkına. Zaten birkaç kişi sizi mahallede görmüş dün mevlütte onun lafını yapıyorlardı.

- Dikkat ederiz Hümeyra Teyze.

....

Mert arabasını mahallenin biraz aşağısına park etmiş Yiğit Efe ile kızları bekliyordu. Geldiklerini görünce arabanın farlarını yakıp söndürdü. Kızlar farkedince arabanın yanına doğru ilerlediler.

- Ben hâlâ şaşkınım. dedi Rabia arabaya binerken. "Annem sizinle gitmemize nasıl izin verdi hâlâ şaşkınım."

Mert şoför koltuğundan arkaya doğru dönerek konuştu.

- Niye? Kötü çocuk muyuz biz?

- Niye? İyi çocuk musun sen? diyerek Rabia karşılık verdi.

Koltuğunda kendini düzelterek aynaya baktı Mert. Biraz düşündükten sonra konuştu.

- Yani.. Çok iyi biri olmasamda o yolda ilerliyoruz çok şükür.

Mert'in söylediği sözler komik gelmişti arabadakilere. Küçük bir kıkırtı kaçtı ağızlarından.

- Neyse nereye gidiyoruz? dedi Rabia bilmiyormuşcasına.

- Gidince görürsünüz hanımefendi. dedi Mert.

....

Yol boyunca sakinliğini korumuştu Deva. Hiçbir şey düşünmeden öylece boş boş bakıyordu bir noktaya. Düşünmek istemiyordu. Sessizce sürdürmek istiyordu yolculuğunu. Ancak geldikleri yeri görünce yerinden doğruldu bir anda. Arabanın camını açtı etrafı seyretmeye başladı. Burası..yıllardır gelmeyi çok istediği yerdi. Hatta bunun için para biriktiriyordu.

Deniz manzaralı sırasıyla dizilmiş ahşap evler, ileride el yapımı süslemeler satan seyyarlar, ah evet işte şuradan sola dönünce internette sadece resimlerinde gördüğü o yer; "Mesteraha!"

Deva'nın dikkatini sonunda bir şeyin çekmiş olması Yiğit Efe'yi mutlu etmişti.

- Önce kahvaltı yapalım. Sonra geliriz buraya. dedi.

Sonunda koca demir kapıların önünde durdular. Kapı açılınca arabayla ilerlemeye devam ettiler. Evin önüne park ettikten sonra bagajdaki eşyaları çıkartıp eve taşımaya başladılar.

U.K.S.K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin