𖤍Power (17)

87 10 4
                                    

__

Bolca yorum?????🥺
__

Benim için ayarlanmış odada günüm sıkıcı ve yavaş geçiyordu. Sıkıldığım doğruydu, ve Hyunjin dahil herkesi özlemiştim.

Yeonjun sıkılmamam için her gün odama gelerek benimle konuşuyor ve her geldiğinde bir kitap getiriyordu.

Elimdeki kitap bir roman'dı ve okuması baya güzeldi. Garip şekilde onun zevkini sevmiştim ama karakterini sevmiyordum.

Şu aralar Yui hiç beni rahatsız etmiyordu.

'Aşk olsun! Ben seni rahatsız mı ediyordum?'

Evet ediyorsun, hep kaos olunca kafamı karıştırıyorsun! Ama varlığında olmayınca bi' garip oluyorum..

'Bi git yaa~'

Seninle uğraşmayacağım, bak yine kafamı karıştırdın bin defa okuduğum satrı tekar tekrar okuyorum.

'Senin kafanda sorun var ben ne yapıyorum sanki!'

Kavgaya kapalıyım Yui. Kes artık.

'Sakince, sesim çıkmıyordu ne diye rahatsız edip duruyorsun ki?! Bide ben seni rahatsız ediyormuşum. Hah!'

İçimdeki Yui'ni umursamayarak bir türlü okyuyupta anlamadığım satrı tekrar okudum.

"Belki yarına, beklide yarınlara açılmayacak sabahlara kadar onu bir gün itirecektim. Ama bir gerçek vardır, canından daha çok sevdiğin biri olsa bile onu en sonunda itirecektin.

Durum ne olursa olsun, hayat nasıl devam ederse etsin en güzel aşk'ı ölüm ayıra bilirdi.

İnsanlar sevenleri ayırmaya çalışsa bile, kalpteki aşk hiç bir zaman ölmeyecekti. Güzel aşklar mezara kadardır."

Belkide mezara kadar gitmeyen bir aşkım olmazdı ama, belkide beni çok seven biri olmasını isterdim.

Kim sevilmekten geri çekilirdi ki?. Çekilen insanlar zamanında sevilmemiş insanlardı zaten.

Herkesin aşka ve sevgiye ihtiyacı vardı. Ama bu karşı tarafın de düşündüğünden kaynaklı.

Sevilmek ve sevmek kolay görüne bilir ama her şeyin sorumluluğu vardır.

Belkide bu zamana kadar sevilmediğim için nasıl bir sorumluluk taşıyor bilmiyordum. Ama sevildiğin hissini anlamak güzel ola bilirdi.

Elimdeki kitapı çekmecenin üzürine bırakmış, uzandığım yerden kalkarak pencereye yaklaşmıştım.

Dışarısı soğuk renklere bürünmüş, havada azda olsa rüzgar vardı.

Dışarı çıkmama izin vermedikleri için, henüz nerde olduğumu bilmediğim bir yerde, bu güzel manzarayı pencereden izliyordum.

Güneş çoktan batmış, dolunay her zaman ki gibi en yüksek zirvede yerini almıştı. Onun parlamasıyla karanlık olan orman aydınlanmıştı.

Bu manzaranı saatlerce izleye bilirdim ama, tek bir şey vardı. Ben bana düşman olan birinin evindeydim. Ve ondan kurtulmak baya zordu.

Hyunjin bu zamana kadar buraya gelmediğine göre Yeonjun'un ülkesininde kendi kuralları vardı. Galiba ülkesine yad varlıklar gire bilmiyordu.

Bunu bilmemek için aptal olmak lazımdı.

Sesli şekilde içimde birikmiş nefesimi dışarıya savurmuştum. Artık bu odadan sıkılmıştım ve gizlide olsa bulunduğum yeri keşfe çıkmalıydım.

𝙼𝚛. 𝚅𝚊𝚖𝚙𝚒𝚛𝚎 𖤍 𝙷𝚠𝚊𝚗𝚐 𝙷𝚢𝚞𝚗𝙹𝚒𝚗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin