22

15.6K 1.2K 796
                                    

°°°

Bana dönerek kendinden emin bir ifadeyle gülümsedi. "Aşk üçgenine tabiki." Gözlerim şokla kocaman açıldı.

İşte şimdi ayvayı yemiştim.

Bir umut yanlış anladığımı düşünerek "A-anlamadım," dedim. Resmen korkudan kekelemiştim. "Hangi aşk üçgeni acaba?"

Ben, Asil ve Asude'yi kast ediyor olsun lütfen. Eğer üçüncü kişi oysa bunu kaldıramam.

"Sen, ben ve Asil'i kast ediyorum tabiki Açelya. Neyseki ben yanlış anlamışım, bir an gerçekten aranızda bir şey var sanmıştım." Ben hâlâ şokla ona bakıyordum. O da şaşkınlığımı fark etmişti.

Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdığında hafifçe gülümsedi. "Gerçekten hiç anlamadın mı Açelya, bakışlarımdan bile sezmedin mi?"

Kalbim sanki içeriden çığlıklar atıyordu sus artık diye, yine de sordum. "Neyi?"

Cevabı açık ve netti. "Hislerimi."

Eğer şimdi ruhum bedenimi terk etmezse eminim ki uzun bir süre daha da benden ayrılmazdı.

"Sormayacak mısın?"

Yüzüm bariz bir şekilde düşerken tekrardan "Neyi," diye sordum. Asil bunu öğrenince çok üzülecekti. Gerçi bende üzgündüm ki, biz eskiden Atlas ile çok iyi arkadaşlardık. Nasıl bana karşı bir şeyler hissedebilmişti?

"Hislerimin kime karşı olduğunu."

Şokla ona döndüm. "Nasıl yani?"

Ne ara açtığını bile fark etmediğim telefonunu birden havaya kaldırarak yüzünün yanında tuttu. Ekranda Asil'in tek çekildiği, yüzünün yakın açıdan alındığı bir resmi vardı. "Ben ve Asil, sencede çok iyi değil miyiz? Bir an aranızda bir şey varsa diye geri çekilecektim senin için ama madem sen boşsun şansımı deneyebilirim o zaman."

(İlk başından beri gay şakası olduğunu tahmin edenlere 1 dakikalık  saygı duruşu gerçekleştirebilir miyiz lütfen)

Ben üstümden atamadığım bir şokla ona bakarken yavaş yavaş tutamadığı gülümsemesi kendini ayan beyan belli etmeye başladı. Resmen mala dönmüştüm, idarak edemiyordum.

Atlas kendini tutamayarak en sonunda kahkahayı bastığında geri çekilerek eliyle beni işaret edip daha söze bile giremeden resmen haykırarak gülüyordu. "Açelya..." Ardı arkası kesilmeyen kahkahalar. "Of karnım.. şu yüzünün haline bak..." Bir on yıl gülecek gibiydi.

Gerçekten bana aşık olduğunu sanmıştım!

İçime derin bir nefes doldururken öfkeyle üstüne atladım. "Adisin sen, böyle şaka mı olur?!"

Ben aralıksız sırtına geçirirken o hâlâ eğildiği yerde gülmekle meşguldü. Kim bilir nasıl bakmıştım da böyle gülüyordu.

Bana dönerek darbelerimi durdurmak adına bileklerimden tuttuğunda bir yandan dalga geçmeyi de kesmiyordu. "Oy çen yavuklunu mu kıskandın çen?"

"Bak ya," diyerek öfkeyle homurdandığımda hâlâ sırıtarak bana bakıyordu. Ellerimi çekerek tekrar kabine yaslandığımda trip modunu açtığımı belli edercesine kollarımı göğsümde bağlamıştım.

Ah ah, kurt kocayınca çakalların maskarası olurmuş.

Ne alaka diye sormayın.

Alttan alttan sırıtan Atlas daha fazla sinirlenmemem için olsa gerek yanıma geçip omzuyla omzumu dürtmüştü. "Pişt, küstün mü?"

Homurdanarak başımı diğer yöne çevirdim.

"Bak bak triplere bak," dedi Atlas sesinden bile sırıttığı belli olan bir tonda. "Kızım senden önce ben vardım bir kere, biri trip atacaksa ben atarım. Helalim o çocuk benim."

Kayıp Bebek Açelya ~ Gerçek aileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin