Bölüm:6

52 16 13
                                    

Dışarıdaki gök gürültüsü ile gözlerimi araladım cama vuran yağmur damlaları hem içimi tatlı tatlı gıdıklıyor hem de rahatsız ediyordu. Henüz tam uyanamamış dünün verdiği yorgunluktan kurtulamamıştım. Bedenimi sağ tarafa çevirmiş yeniden uyumayı amaçlamıştım ki Alper ile burun buruna gelmiştim.

Tabi ya ben Alperi tamamen unutmuştum gece beraber kalmıştık. Saçları yastığıma dağılmış kokusu üstüme sinmişti elinin biri yastığın altında diğer eliyle de benim tişörtümü tutuyordu.

Şu an tam da küçük bir çocuk gibiydi. Asi kaşları gevşemiş dümdüz bir çizgi halini almıştı. Tapılası bir yakışıklılığı vardı.

Elimi kaldırıp yavaşça saçlarını düzeltim o kadar yumuşaktı ki ellerim arasından kayıp gitmiş tekrar eski halini almıştı. Tekrar elimi saçlarına daldırmış ve sonuç değişmemişti.

Kendi gibi saçları da bi o kadar inatçıydı.

Ellerim yavaşça yüzüne inmişti ve işte o zaman fark etmiştim Alper'in ateşi vardı. Sıcacıktı haddinden fazla sıcaktı.

"Alper ateşin var uyan hadi." koluna dokunmuş hafif sarsmıştım ama herhangi bir tepki vermemişti.

"Alper" dedim tekrardan "Hım" diyerek uykulu bir sesle  mırıldanmıştı cidden küçücük bir çocuktu uyurken bile muazzamdı bu çocuk.

Tam aşık olunasıydı...

Tekrar sarsmış ama hiçbir tepki alamamıştım. İçeriden sesler geliyordu muhtemelen bizimkiler uyanmıştı.

Yataktan kalkıp salona doğru ilerledim Mert, Ilgaz ve Duygu oturmuş kahve içiyorlardı beni ilk fark eden Mert olmuştu.

"Yade iyi misin ?" neden sürekli bu soruyla karşı karşıya kalıyordum, bu kadar mı kötü gözüküyordum.

"Evet."

"Yüzün çok solgun kötü bir durum mu var?" Duygu da Mert'i  destekler bir şekilde konuşmuştu hasta gibi mi duruyordum.

"Ben iyiyim yeşil gözün ateşi var." dedim.
"Yeşil göz?" sorgular bir bakışla bana bakıyordu.
"Alper işte Mert neyini anlamıyorsun." dedi Ilgaz.
"Mezarlığa mı gittiniz?" diyerek devam etti Ilgaz nereden anlamıştı ki?

"Ne zaman mezarlığa gitse hasta oluyor." diyerek benim merakımı gidermişti Mert. Gerçi hasta olmaması imkansız gibiydi dün hava çok soğuktu.

Alperin taşıdığı yük her şeyden daha soğuktu...

Odama doğru ilerledim hastaneye gitmesi gerekiyordu.

"Alper uyan hastaneye gidelim." dedim gözlerini hafif hafif aralamış bana bakıyordu yeşil gözleri kızarmış, ateş sebebiyle de durakları da hafif kızarmış aralanmıştı.

"İstemiyorum."
"Saçmalama ve kalk hemen yataktan!"
"Sen saçmalama gitmeyeceğim." dedi ve kendini tekrar yatağa bıraktı. İnat etmişti madem o inat ettmişti bende gösterirdim bu inadı ona.

"Mert!!" diyerek bağırmış aynı zamanda da Alper'e doğru ilerleyerek üstündekileri alıp yere atmıştım.

Alper'den huysuz mırıltılar çıkıyor hiçbirini duymuyordum. Mert odaya girmiş ikimize de sorgular bir şekilde bakıyordu. Bu kadar şaşırmasını anlamamıştım insanların sevgilisi ile kalmalarında bir sakınca yoktu sonuçta değil mi? Bir yandan da haksız sayılmazdı iki günlük  sevgili bile değildik. Hatta en son birbirimizi yemiştik.

HümaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin