"Benim kokumu yağmura benzetiyordu,saf ve tertemiz yağmura.Bense onun kokusunu lavantaya benzetiyordum."
Odamda açık pencereden ormanı izliyor ve soğuk rüzgarın vücuduma,saçlarıma değmesine izin veriyordum.Bir yandan da tüm yaşanılan olayları gözden geçiriyordum.
Alex Miranın ağzından tamamiyle iyleşdiğimi duyana kadar beni bırakmıycakdı ve burda ne Miranı,ne de diğerlerini suçlaya bilirdim.Lider oydu,o ne isterse öyle olurdu ve Mira ona yalan söyleyemezdi.
Bu yüzden ben eşyalarımı bulur bulmaz kimseye hiçbir şey söylemeden burdan gidicekdim.Bu insanlar iyiydi ama işimi daha fazla gecikdiremezdim.
Elime şimdiye kadar hiç telefon geçmemişdi bu yüzden Fidanı da arıyamıyordum.Bir saniye bile olsun aklımdan çıkmıyordu.Öğlen ve akşam yemeyini de çok az yemiş ve odamdan hiç çıkmamışdım.
Akşama yakın baş ağrım çoğalmıştı bu yüzden Mira ilaç vermişdi.Galiba Alexin artık ne demek istediğini anlıyordum.
"Baş ağrın halaola bilir bu yüzden iyi olduğundan tam emin olmalıyım"
Böyle söylemişti ama ben gitmekde hala ısrarcıyım.Mira onun evde olmadığını söylemişdi,sonuncu kez onu kütüphanede Felix ve Brendon la konuşurken bırakmışdım.
Acaba ola bilir mi?Eşyalarım onun odasında ola bilir mi?
Bunu düşünerek yavaşca dışarı çıkdım ve kolidora baktım.Kimse yoktu.Tüm kapıları tek-tek açıp bakamazdım ya içerde başkaları varsa?
Bu yüzden kapıları dinliyordum ve içerden sesgelmeyen kapıları açıp içeri bakıyordum.Bu üç katlı lanet evde çok fazla oda vardı.Gece saat 24:00 dı.Üçüncü katdakı bir odanın yanından geçerken açık kapı dikkatimi çekdi ve içeri baktım.
Daha sonra yavaşca kapıyı tamamiyle açıp içeri girdim.Burası onun odasıydı,emindim.Çünki oda onun gibi kokuyordu ve evet.O lavanta çiçeği gibi kokuyordu.Bunun farkındamıydı bilmiyorum ama lavantaen sevdiğim çiçek di.
Oysa onun gibi kokuyordu.Odaya girip kapıyı kapadım ve içeri baktım.Siyah duvar kağıtları,pencerenin yanında ikikişilik yatak,duvarda dolap ve başka bir dolap daha,odada küçük çalışma masası.Odada daha iki kapı vardı ve bunlardan birini açdığımda banyo olduğunu gördüm.
Diğerinin se kapısı açılmıyordu.Eşyalarımı aradım ama bulamadım.Heryere bakmışdım.Yatağın altına,her iki dolaba,masanın altına hatta banyoya bile ama yoktular.
Nereye koymuştubo zaman bu çantayla,bavulu?
Büyük ihtimalle onun odasında olur diye düşünmüşdüm ama burda da yoktular.Aniden kolidordan gelen sesle giysi değil,diğer dolaba saklandım.Burda içkiler vardı ve şişe sesleri gelmesin diye Allaha dua ediyordum.
Kapı açıldı ve onun kokusu burnuma geldi.Kokusu her ne kadar insanı hoş etse de bu adrenalinli durumdan kurtulmalıydım.
Alex telefonla konuşurken "İşi bitirdik Brendon,orayı temizle" dedi ve birkaç saniye durup,bir noktaya bakdıkdan sonra dudağının kenarı kıvrıldı.
"Anladım,sonra konuşuruz,yarın görüşürüz" diyerek aramayı sonlandırdı ve telefonu yatağa fırlatdı daha sonra cebinden bir halkaya bağlı üç anahtar çıkardı.
Anahtarlardan biriye kapıyı kapayıp duşa girdi.Üstelik anahtarlar da yanında.Harika!
Duşa onunla giremeyeceğime göre beklemeye karar verdim.Peki ordan çıkdıkdan sonra burda ne yaptığımı sorduğundane cevap vericekdim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ KATİL
Humor"O bana anlam veremediyim bir şekilde bakıyordu, bende ona daha doğrusu kömür gibi simsiyah gözlerine bakıyordum."