11.Beklenilmeğen olay

36 4 2
                                    

"Burada kan yoktu ama ölmüş ruhların cesetleri kokuyordu"

Bu sabah uyandığımda belki de günler sonra ilk kez güzel bir haber almışdım.Oda yeniden şehre gidiceğimizdi üstelik bu sefer sadece
iş için değil hemde gezmek için.
Olivianın ayağı burkulmuşdu son görevden sonra ve hala tam iyleşememişdi.

Bu yüzden ben ve Olivia beklerken Alex ve diğerleri görev için gidicekdi ama ondan önce birlikde vakit geçiricektik.Normalde bildiğim
kadarıyla o işlerini yapmak için geceyi beklerlerdi ama bu sefer gündüz bu görevi yapıcaklardı ve
nedenini merak etsem de sormadım.

Bu seferde hepsi birlikde gidicek diye bir operasyon olduğunu düşündüm.
Geçen sefer gitdiğimiz gibi gidicekdik
ama bu sefer biraz farklıydı çünki
Jessica ve Brendon bizden önce şehre
gidip,operasyon için gerekli eşyaları
almışdılar.Şimdi bizi şehirde bekliyorlardı.

Bu yüzden ben ve Alex arabada yalnızdık ve şehre doğru gidiyorduk.
Kiyafetlerim Alex de olduğu için
bu seferde onun bana aldığı şeyleri
giymişdim.Üstelik bu sefer daha özenli giymişdim çünki uzun zaman sonra şehre gezmeğe gidiyorduk.
Nyorka geleli günler olmuşdu ama
ben sadece iki kez ormandakı evden
uzaklaşıp şehre gelmiidim üstelik
ilki sadece görev içindi.

Donald isimli o polisin kendini övmesine ve boş askerlik hikayelerini
anlatmasına iki saat mahkum olmuşdum.Bütün bu can sıkıcı günlerden sonra Nyorka gezmeğe
gitmek fikri beni hem kendime
getirmiş,hemde heyecanlandırmışdı.

Nyorku ilk kez gezicekdim ve bu Alex ve takımıyla olucaktı.Altımda gri
tonlarında klasik bir pantolon ve
üstümde aynı renkde olan çiyinleri
açık,yumşak parçadan bir gömlek
vardı.Çok hafif makyaj yaptım ve o
makyaj malzemelerini bana Alex
almışdı.Saçımı arkadan toplayıp,bir
tutamanı açık bırakmış ve az dabanlı,krem renginde ayakkabıları
ayağıma geçirmişdim.

Aksesuar olarak sadece küçük,yıldızlı bir kolye takdım.Kendimle başka eşya
götürmediğim için çanta almamış,
sadece telefonumu yanıma almışdım.
Arabayla giderken pencereyi açmış
ve rüzgarın yüzüme vurmasına,saçla
rımı uçurmasına izin veriyordum.

Gözlerimi kapamış sadece anın tadını çıkarıyordum.Aniden Alexin "Kahverenkli gözlü kız yüzündeki bu
gülüşün sebebi ne böyle?" sorusuyla ona baktım.Omuz silkip "Uzun zaman
sonra şehre dinlenmeğe gidiyorum
meselan bu ola bilir.Çünki kendimi
senin evindeyken Nyork da değil de
Lerik de hissediyorum" gözlerini
kısarak bana baktı.

Galiba hangi sözde takılıp kaldığını anlamışdım.Lerik sözünde.

"Lerik?O nedir?"

"Azerbaycanın rayonlarından biri.Daha önce hiç gitmedim ama
resimlerden gördüm ve çok güzel
bir yer.Her taraf yeşşılik ve ağaç.
Güzel restoranları ve piknik için
uygun yerleri var"

Ona rayonu hayran olmuş bir şekilde anlatırken kaşlarını çatarak bana baktı."Madem bu kadar güzel bir yer neden daha önce gitmedin?"

Ona ne cevap vere bilirdim ki?Ben
daha doğup,büyüdüğüm şehir olan Bakı nı bile gezememişdim ama hep
isterdim güzel ülkemin diğer rayonlarını da gezip,görmek.İmkanım
olmamışdı.Çocukluğumdan kendimi
kendim büyütmüşdüm bu yüzden
kendi ayaklarım üzerinde durup savaşmaktan ne çocukluğumu,ne de
gençliğimi yaşaya bilmişdim.

KALBİMDEKİ KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin